' Çünkü o ülkelerde erkekle kadın yan yana getirilmeden yetiştirilir. Sonra da aralarındaki ilk sosyal temas ya tecavüz ya da cinayetle sonuçlanır. Zaten kadınla erkeği doğumlarından itibaren ayıran bir toplum ancak tecavüzcü yetiştirebilir. '
Nereden nasıl bakıyorsan dünyaya, oradan tabii, az biraz yamuk görünür. Görememek de mümkün. Endişeye kapılmayın, bu bir hastalık değil, bir görsel özür. Ya da isterseniz kapılın kendi çapınızda mutedil dalgalı bir mesut ve yılmaz endişeye, çünkü görememek de bir kusur.
He shot me down bang bang
seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim
bana aşık olsun istedim
Lale Müldür
"Birisi bir zamanlar aşkın yanlış anlamanın sonucu olduğunu söylemişti. Bizler yanlış anlamayı ararız.
Her türlü iyi şeyi o kişiye atfederiz ve sonra ona aşık oluruz. Yani bir bakıma, aşk yanlış anlamanın sonucudur. Birini anlamadığımızda ona aşık oluruz. Kişinin gerçeğinin farkına vardığımızda, onun düşündüğümüz kişi olmadığını söyleriz. Yani aşk, illüzyondan başka bir şey değildir. Şükür ki böyle bir yeteneğimiz var. "
Abbas Kiorastami
Bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi, her şeyi feda etti ona, dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile, ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. Canı sıkılıyordu hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu
Başarılı bir anlatıcı olmadığım gibi hissettiğimi bakışlarımla göstermeyi de bilmiyordum.Ona bakarken onun gökyüzüne bakarken hissettiği şeyi hissediyordum,belki biraz daha fazlası.Acıyla karışıktı bu his.Sanki ben hep ona bakacakmışım,o beni hiç görmeyecekmiş gibi bir his.Tam karşımdayken bile beni görmediğini sanıyordum.Neden bakışının ulaşmak istediği yer değildim?Neden ben onun liman olduğunu düşünürken o bir gemi gibi liman arıyordu?İnsanların birbirine varması hiç mümkün olmayacak mıydı?
Mümtaz Erdem
Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evleniverirler. Tabi bu evlenmede herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de " münasipçe bir kısmet" varken kaçırılmaması düşünülmüştür.