Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pınar Yıldız

Senin değer verdiğine tüm dünya değer verir ve senin doyuramadığını duyuramaz insanlık bir araya gelse.
Sayfa 260Kitabı okudu
Reklam
Çok sev çocuğunu, öyle çok sev ve öyle sonsuz sun ki sevgini, sevilmek için taviz vermek zorunda kalmasın kişiliğinden. Seni memnun etmek için yaşamasın bu hayatı, önceliği kendisi olsun. Kendi tercihlerini yaptığında ve bu tercihler senin doğrularına uymadığında da sevmekten vazgeçme onu. O hep senin kıymetlin olsun, çünkü bir çocuk kıymetli büyütülmediyse büyüdüğünde de değer vermiyor kendine.
Sayfa 259Kitabı okudu
Son derece tedirgin görünüyordu ama ne tedirgin olmasın ne üzgün olması zerre umrumda değildi. Hayatım boyunca sevdiğim tüm insanlar beni kolayca harcarken ne halde olduğumu hiç düşünmemişlerdi. Ne zaman ki artık onlardan gittiğimi anladılar, o zaman değerim bilindi.
Sayfa 246Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaş aldıkça anlıyorum ki insanları bir arada tutan tek şey aşk değil. Kimi hikayede sevgi, kimin de para, kimin de sahipsizlik, kimin de bağ kurma isteği var. Acaba kaç kişi ilişkiye başlarken hayalini kurduklarını bulabildi ilişkisinde? Sorabilme şansım olsaydı ve dürüstçe cevap verebilecek cesarete sahip olsalardı çoğu kişinin hayal kırıklığı yaşadığını ispatlayabilirdim size. Niye böyle bir ispata gerek duyuyorum acaba? Yeryüzündeki tek mutsuz kadın olmadığımı bilmeye ihtiyacım var galiba.
Sayfa 239Kitabı okudu
“İnsanı sessiz kalmaya zorlayan acı, onu bağırmaya zorlayan acıdan çok daha ağırdır.”
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Analık evladını neyle beslediğinden çok beslerken ne hissettiğin.
Sayfa 238Kitabı okudu
Görünmezdir bazı insanlar dünyanın geri kalanı için.
Sayfa 236Kitabı okudu
Canım kızım, sen istemediğim bir şey yaptığında bile hakkım hep helal kalacak sana, hakkımı helal etmiyorum tehdidi ile karşılaşmayacaksın sen hiç. Ben senin dert Ortağın olacağım ama sana dert anlatıp boyundan büyük yüklerin altında ezmeyeceğim seni, söz. Benim yapmak isteyipte yapamadığım hiçbir şeyi sen yapmak zorunda değilsin, beni memnun etmek, onurlandırmak zorunda değilsin. Sen bu dünyaya kendin olmak için geldin ve benim mutsuzluğumun bedelini sen ödemeyeceksin. Sen bana her baktığında tebessüm eden bir anne göreceksin, varlığın hiçbir zaman yük olmayacak bana ve sana kendini hiçbir zaman yük gibi hissettirmeyeceğim. Senden bana annelik etmeni, küçücük bedenine bana hizmet etmeni beklemeyeceğim. İlk aşkını yaşarken de ilk hayal kırıklığı tadarken de annen hep yanında olacak. Annen senin için her zaman huzur bulduğun kucak, dertlerden kaçmak için sığındığın sığınak, dünyanın öbür ucunda bile olsa, “Gel annem,” dediğinde uçup gelecek Hızır’ın olacak.
Sayfa 234Kitabı okudu
Hiçbir çocuk dünyaya kendi rızasıyla gelmiyor, seçme şansı olsaydı kaç çocuk dolmayı seçerdi? Çocuğunuzu olmasını istediğiniz kişi yapmaya çalışmayın. Kediden siz öyle istiyorsunuz diye kaplan olmaz ya da serçeden kartal. Her çocuk belli bir potansiyel ile gelir dünyaya. Size düşen onu kendi yapamadıklarınızı yapması için piyon gibi kullanmak değil, yapmak istediklerini yapması için cesaretlendirmek, destek olmak. Sizi temin ederim ki hiçbir çocuk dünyaya ana babasını onurlandırmak için gelmiyor, fırsat verildiği takdirde her çocuk kendini gerçekleştirmek üzere doğuyor ama bu topraklarda kaç çocuğa verilmiştir ki o şans?
Sayfa 233Kitabı okudu
Gülşah hayatı boyunca iyi bir evlat oldu ama hiç yeterli olmadı yaptıkları ebeveynleri için. Gülşah ağzıyla kuş tutsa da bir eksiği vardı hep, Gülşah doğuştan hatalı, eksik ve yarımdı ve bir gün Gülşah artık ne yaparsa yapsın asla arzu ettiği şekilde sevilemeyeceği gerçeğiyle yüzleşti ve bu gerçeği eli mahkûm kabul etti. Gülşah artık anne babasını onurlandırmak, başlarını göğe kaldırmak, onların yapmak isteyipte yapamadıklarının yapıcısı olmak zorunda olmadığını fark etti. Gülşah artık sevilmek için çırpınmaktan vazgeçti. Bazı çocuklar kolayca sevilir ve ihtiyaç duydukları sevgiyi, onayı, kabulü bekletilmeden alır ebeveynleri tarafından. Gülşahın böyle bir şansı olmadı hiç. Gülşah ömrü boyunca sevilmek için çabaladı.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Siz hiçbir anın içinden geçip giderken yaşadığınız anı özleyeceğinizi hissettiniz mi?
Sayfa 222Kitabı okudu
Acaba ilk ne zaman öğrenmiştim kendi duygularımı yok saymayı, içime atmayı? Kaybetmekten korkup susmayı? Belki de böyle üzülüp söze dökemediklerim hasta etti beni.
Sayfa 193Kitabı okudu
… hayattaki rolüm olan kalenderliği oynuyordum yine, verilenle idare et fazlasını bekleme. Buydu işte bana biçilen rol, anne babasının ilgisini bile şartlı alabilmiş her çocuk gibi yalnız iyi bir kız olursam sevilebilirim, sadece anne babamın istediği gibi davranırsam onaylanırım inanışını o kadar kanıksamışım ki fazlasını talep etmek demek elindekinden de olmak demekti benim için.
Sayfa 193Kitabı okudu
Küçük bir çocukken, anne babanız en güvendiğiniz, en sevdiğiniz insanlardır ve sizin için hatasız yaratıklardır. Bir söz verdiklerinde tutacaklarından o kadar eminsinizdir ki, o söz tutulmadıysa bir sebepten ötürü, siz sözünü tutmayan yetişkini değil de kendinizi suçlarsınız. Çünkü küçük bir çocuk için anne babası hatalardan münezzehtir. Tutulmayan sözlerin, verilmeven sevginin, ihmal edilmiş çocukluğunuzun sebebi hiçbir zaman anne babanız değil, sizsinizdir çocuk kalbinizde. Yakıştıramazsınız onlara kötü olan hiçbir şeyi. Eğer bir sıkıntı varsa size davranışlarında, bu siz o sıkıntıyı hak ettiğiniz içindir. Ya altınızı ıslattığınız ya kardeşinizi kıskandığınız ya yemeğin altını kapatmayı zamanında hatırlamadığınız ya kardeşinizin karnını doyurmasısınız ya da bir sınavdan kötü aldığınız içindir. Öyle ya, ana babalar kutsalsa ve kutsal varlıklar hata yapamayacağına göre hatalı olan hep sizsinizdir. Böyle yetiştirilen çocuklar olarak bizler yetişkin olduğumuzda insan ilişkilerimizde bir şeyler ters gittiğinde suçu hep kendimizde ararız, çocukken en güvendiğimiz insanlar olan ebeveynlerimizle kurduğumuz ilişki bir ömre yayılır da böyle ilişki kurarız hayatımıza giren insanlarla.
Sayfa 174Kitabı okudu
Yaşanması gerekirken yaşanmaya her şey çiğnenmeden yutulmuş bir armut gibi takılır insanın boğazına. Hani bazen bir ağırlık çöker boğazınıza, söylemek istediklerinizi söyleyemez, konuşmanız gereken yerde susarsınız ya, işte ben boğazda hissedilen o ağırlığın altında ezildim hayatım boyunca.
Sayfa 173Kitabı okudu
1.883 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.