Sonuçta bu dünyadan geçip giderken geride sadece şu kalır: Toprağa bir ağaç mı diktin, yoksa oradan bir ağaç mı söktün? Hak mı yedin, hak mı dağıttın? Gönül mü kurdun, gönüller mi yıktın?..
Hayat bu kadar sade ve basittir.
..hayatım boyunca onun gözlerinin içine bakabileceğim şekilde yaşamaya çalıştım.. Böyle bir şeye izin verirsem oğlumun gözlerinin içine bakamam ve bunu yapamadığım gün onu kaybettiğimi anlarım.
“Atticus, bu davayı kazanacak mıyız ?”
“Hayır, canım.”
“O zaman, neden…”
“Çünkü daha başlamadan yüz yıl önce bu davayı kaybetmiş olmamız, bu uğurda çaba sarf etmeyeceğimiz anlamına gelmez.”
Beyaz Hala isminde yaşlı bir kadın, kendisinin kardeşinin torunu olduğunu iddia eden yabancı biriyle onun dilinde ona şu cümleyi kuruyor ‘Al şu cezveyi bakeyiim.’ Açıkçası kitapta çok garip mantık hataları vardı. Yabancı kadının kaldığı pansiyona gidip, orada konuşmaya başlayıp,bir anda yaşlı kadının evine geçiriyorlar kahramanlar. Daha fazla okumaya devam edemedim.
Günaydın. Dünyanın derdini düşününce ne denli sıkılıyor canımız. Kimselerin umurunda değil olan bitenler. Alasdair Gray, "Senin kalbin bu berbat dünya için biraz fazla iyi canım," der. Varsın öyle olsun sevgili okur. Dünya berbat diye rengini alacak değiliz bu cehennemin. Elbette üzülecek, elbette dertleneceğiz. Çiçekli bir gün dileriz. Var olun.