İrade olmadan düşünceler, duygular ve arzular;
Oluş’un içinde başıboş dolaşan parçacıklar gibidir ve ‘sen’ de evrenin insafına kalmış küçük bir parçacıksın.
Benliksizleşme, kişinin kendi benliğinin (düşünce, istek, inanç ve hırslarının), ilişkiden gelen baskılar altında çok fazla “tartışılabilir” hale gelmesi demek.
Öfke bir işarettir hem de önemli bir işaret. Öfkemiz incindiğimizi, haklarımızın ihlal edildiğini, gereksinimlerimizin ya da isteklerimizin doğru şekilde karşılanmadığını ya da sadece işlerin yolunda gitmediğini gösteren bir ileti olabilir. Öfkemiz, yaşamımızdaki önemli bir duygusal sorunu ihmal ettiğimizi ya da ilişkilerimizde kendimizden - inanç, değer, arzu ya da hırslarımızdan- çok şey feda ettiğimizi gösterebilir. Öfkemiz, başa çıkabileceğimizden çok daha fazlasını yaptığımızı ya da verdiğimizi gösteren bir işaret olabilir. Ya da öfkemiz başkalarının bizim için, kendi gelişimimiz ya da yeterliliğimiz pahasına çok fazla şey yaptıklarına dair bir uyarı olabilir.
Toplumumuz kadınlara öyle bir suçluluk aşılıyorki, başkalarına duygusal hizmet veren bir istasyon görevi yapamadığımız için kendimizi suçlar hale geliyoruz.
Temel kural basitçe şu: Dünyada aklı başında görünmek istiyorsanız doğru yerde olmanız, doğru kıyafetleri giymeniz, doğru şeyleri söylemeniz ve doğru çimlere basmanız gerekiyor.
Hiç bir seyden korkmuyordum. Bu yüzden özgürdüm. Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır. Özgürlüğüm onları öfkelendiriyordu
'Niçin dayı, niçin kimseyi sevmiyorsun?' diye sordum. 'Aslında bazen durup düşünüyorum ve sevmek istiyorum. Lakin ne kadar çabalarsam çabalayayım insanlarda sevilecek bir şey bulamıyorum. Çünkü her birinin derisi altında saklı kirli kanı, kara safrayı ve pis balgamı görebiliyorum. İnsan vahşilik göğü altında, içinde kıskançlık nehirleri çağlayan, düzenbazlık ağaçları yetişen ve riya dağları yükselen kemikten bir şehirdir. Söyle şimdi, böylesi bir mahluk nasıl sevilebilir?' demişti. Ürpermiş:' Ama biz de insanız dayı' diye itiraz etmiştim. O zaman şöyle yanıtlamıştı.' Kendini yeterince tanırsan herkesten nefret edersin.'