Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima..
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Evlerimizi mezar yaptık, Ve mezarlarımızı ev
Evlerimiz ateşe verildi, Ve mezarlarımız yağmalandı…
Yüksek tepelere sığındık, Yerin dibine saklandık,
Su içinde gizlendik, Geldiler ve bizi buldular…
Yakıp yıktılar bizi, Bizi yağmaladılar.
Ve biz, Analarımızın uğruna, Kadınlarımızın uğruna…
Ve biz, Onurumuz uğruna Ve özgürlüğümüzün..
Biz, tüm ölümleri yeğleyen bu toprakların insanları, Topluca intiharı aradık.
Arkamızda bir ateş bıraktık, Hiç sönmeyen ve hiç sönmeyecek olan