Türk edebiyatindan bir Yusuf Atılgan geçmiş.Kitaba yapılan yorumlardan,dilinin zorluğundan bahsedildiğinde ilk başta korkmuştum kitabı okumaktan.Ama iyiki okumuşum diyorum şimdi.
Bu dilde yazılmış kitaplari okurken yavaş okumak olay akışını anlamak açısından çok önemli.Zaten bir süre sonra diline alışıyorsunuz ve kitaba çok daha fazla yoğunlaşabiliyorsunuz.
Betimlemelere hayran kaldım ayrıca dönemin İstanbul'u çok güzel anlatılmış.Kendinizi İstanbul'un sokaklarında aylak aylak yürürken buluyorsunuz adeta.
Gerçek tutamak'ını arayan,aşkını arayan bir adam kahramanımız Bay C. Herkesin bir tutamak'ı vardır diyor.Onunki de gerçek aşkı bulmak işte.
Çocukken babasının gaddarlığına maruz kalmış babasını teyzesiyle yani bu hayatta en sevdiği insanla ilişki yaşamasına tanık olmuş.Bu durumdan dolayı babasının tam zıttı bir insan olarak yaşaması gerektiğini savunmuştur her zaman.Babası kadınlara kötü davranirken kendisinin iyi davranması gerektiğine inanmis,babası yapılmaması gereken şeyleri söylediğinde kendisi yapmak istemiştir.Yani babasının siyah dediğine beyaz,beyaz dediğine siyah demiştir.
Bu yüzdendirki babasının çalışkanlığı sayesinde kazandığı servetini,kendisi aylak olarak yemek istemiştir hayatı boyunca.Babasina layik bir evlat olmaktan herzaman kaçınmıştır.
Kendisine özgüveni tamdır.Yapmak istediği şeyi yapmaktan geri durmayan,düşüncelerini savunmaktan çekinmeyen güçlü bir karakterdir aynı zamanda.
Peki kahramanımız gerçek aşkını buldu mu ? Onu da kitabın sonunda öğreneceksiniz. İyi okumalar diliyorum herkese :)