Sana acımasızca davranan birisini düşünüp; bana nasıl böyle şeyler yapabilir diye tekrar üzülüyorsun belki de. Ancak acımasız insanlar, kendilerinden başka kimseyi düşünmez, diğer insanları önemsemez, önemsenecek bir şeymiş gibi görmez.
Gereksiz hiçbir şey göremezsiniz aşıkken. Ve gereksizler ayıklanınca sadece hakikat kalır gözlerinizin önünde nokta ancak bir aşık arayabilir hakikati ve hayatın anlamını. Zorla gözümüze sokulan yalanlar, riyakarlıklar, hırslar, mallar, hevesler hakikati görmemize engeldir. Aşk bunların hepsini anlamsız hale getiririz, Bu saatten sonra gördüğümüz tek şey aşktir ve işte o hakikattır. Sizin hakikatin izdir, sizin gerçeğiniz bir noktayı yaşamın bütün anlamını o gerçeğin, yani Aşkın etrafına inşa edersiniz. Merkezinde aşk olmayan bir hayatın anlamı da yoktur benim için.
Özgürlük ve güç... Özelikle de güç gerek insana! Bütün titreyen yaratıkların, bütün karıncaların üzerinde egemenlik kurmak gerek! İşte amaç! Unutma bunu! Benden sana öğüt olsun..
Topluluk içinde nazik görünen, özellikle de nazik olma iddiasında olan insanlardandı; böyleleri bulundukları topluluk içinde kendilerine uygun olmayan en ufak bir aykırı durum karşısında ellerindeki bütün olanakları kaybederler ve bulundukları yeri şenlendiren bir insan olmaktan çıkıp, boş bir un çuvalına dönerler.
Kur'an i Taklit
I
Çift ve tek üstüne ant içerim,
Kılıç ve haklı savaş üstüne ant içerim,
Sabah yeli üstüne ant içerim,
Akşam duası üstüne ant içerim:Hayır, seni terk etmedim ben.
Ya kimdi başını okşayarak
O korunaklı yere götürdüğüm,
Amansız takipten saklayarak?Ben değil miydim çölün sularıyla
Susuzluğunu dindiren?
Ben değil miydim diline
En eskilerden başlayıp, likurg, solon, Muhammed, Napolyon ve sonraki lerle sürüp giden insanların tüm kurucularının, yasak oyuncularının, başka bir nedenle değilse bile, yalnızca yeni yasalar koydukları, böylece de toplumun kutsal saydığı, babadan kalma eski yasaları çiğnedikleri için virgülün ayrımsız hepsi biraz suçluydular. doğaldır ki, bunların hepsi amaçlarına yardımı olacağına inandıkları anda kan dökmede(hatta bazen eski yasalara bağlılık duymaktan başka hiçbir suçu olmayan, tüm yere suçsuz insanların kanını dökmede) duraksama mışlar Iğdır. Hatta çok ilginçtir: bu iyiliksever, bu kurucu, yasa koyucu insanların çoğu büyük bir Erkan dökücü dürü. Kısacası ben buradan şu sonuca varıyorum: büyükler bir yana toplum içinde birazcık sivrilen, yani topluma söyleyecek birazcık yeni bir şeyleri bulunanlar, doğaları gereği, tabii kimi az, kimi çok virgülü biraz suçlu olmak zorundadırlar. öte yandan sürünün içinde kalmayı da yine doğaları gereği kabul edemezler, ki bence de kabul etmemek zorundadırlar.
Sosyalistlerin görüşlerinin tartışılmasının dan başladı herşey. Bilinen görüş: suç, toplumsal düzenin bozukluklarına karşı bir protestodur. Onlara göre her aksaklık, çevrenin bozukluğundan kaynaklanıyor, hepsi bu! yani eğer toplumsal düzen yoluna konulacak olursa, bir anda bütün suçlar yok oldu verecek; çünkü ortada protesto edecek bir şey kalmayacak nokta ve herkes bir anda dürüst olacak... Doğa diye bir şey hiç hesaba katılmıyor, yok sanki böyle bir şey! tarihten bu kadar nefret etmelerinin ve Onu "rezillikler ve aptallıklar yığını" olarak nitelemelerinin nedeni budur. canlı varlığa ne gerek var canlı varlık için yaşam gereklidir, canlı varlık makinelere boyuneğmez, canlı varlık hocadır, canlı varlık gericidir! Berikinde ise bir ölü kokusu var, istersen kauçuktan da yapabilirsin böylesini noktalı, böyle karşılık cansızdır, iradesidir, köle ruhumdur, baş kaldırmaz!