Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia

Rabia
@Rbia_
40 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
İdris peygamberin yaşadığı dönem günümüzden on iki bin yıl önceye tekabül etmekte olup Göbeklitepe'de avcılıktan tarım toplumuna geçiş süreciyle örtüşür.
Sayfa 140
Reklam
"Sarıcaaa! Unutma, sen bütün karanlıklarımın ışığı, ilerleyeceğim dolunayımsın!" "Sen de benim hakikatimsin Çira; sevgilim ve hakikatim! Seni kimseye bırakmayacağım..."
Sayfa 77
"Gözlüğe değil, gözlükten bakmak esastır. Pencerenin kendisine değil, pencereden dışarıya bakılır."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ında geçtiği gibi; 'İkimiz olduktan sonra, bütün bu hüzünler, sıcak bir yakınlaşma için bahanedir.' "
" Neyse ki yarın var Umutların en sevdiği gün." Sezai Karakoç
Reklam
" Tasavvuf gönül mektebidir. Batı dünyası da anladı ki akılla bir yere varılmıyor, yani bir şeyler eksik kalıyor. Her iki dünyamızın da mamur olabilmesi için bir formül vardır; 'bilim + gönül + dil' diye. Bizler gönlümüzü zenginleştireceğiz, gönlümüzü zenginleştirecek müesseseler açacağız, hayat tarzı batının yörüngesine girmiş insanımıza ulaşacağız, sonra da o aklıyla her şeyi başarmaya çalışıp aciz kalan ızdırap içindeki batı insanına elimizi uzatacağız. Tarih bizlerden bu vazifeyi bekliyor. "
"Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene" (Meğer meşhur sözün birinci kısmı da varmış)
" 'Cankurtaran' yaygındı, birden 'ambulans' hatta 'ambulance' oluverdi. Bu çirkin İngilizce laf, kökeninde 'dolaşan' demektir. Eh uygun. Öyle ya, bu araba keşmekeşinde gariban can kurtarmıyor, dolaşıyor! 'Meclis' birden 'parlamento' oluverdi. 'Milletvekilleri' de 'parlamenter' kesiliverdiler. Hayrola, bu lafla kendilerine bir hava vermekte olanlara hatırlatalım: Parlamenter İtalyanca kökeninde laf üreten demektir. Halbuki millet laf üretenleri değil, vekillerini bekliyor. "
"Dil, gönlü yüzdüren gemidir. Dil gemisi batarsa gönül de batar."
Reklam
"Cam-ı mey böyle şikest olacağı belli idi Halk çokdan okumuşlardı du'asın kadehin Baki ( İçki bardağının kırılacağı zaten belli idi. Çünkü halk kadehin duasını çoktan okumuştu.)"
... Kendi vadisinde yazılmış en etkileyici örneklerden biri olan şathiyenin ilk beyti şöyledir: Çıkdım erik dalına anda yidüm üzümü Bostan ıssı geldi eydür uğurladun kozumu (Erik dalına çıktım ve onda üzüm yedim. Bahçenin sahibi gelip cevizimi çaldın diyor.) ...
" Tevhide kavuşanın meyli, dönüşüme uğrayanın da sabitliği kalmaz. Bunun açıklaması şudur: Tao'nun zatıyla vahdette özdeşleşmiş olan bir kimsenin artık herhangi bir şeye meyli ya da ona karşı bir nefreti olamaz. Bu kabil bir ruhani halde bulunan bir kimse doğru ile yanlış, iyi ile kötü arasındaki alışılagelen farkların ötesine geçmiş bulunur. Artık Tao ile özdeşliğini idrak etmiş olduğundan ve Tao da kendini bu kesret aleminde sayısız surette izhar ettiğinden bu hali yaşayan insan da hiçbir engelle karşılaşmaksızın ve sanki büyük Boşluk denilenin etrafında dönmekteymiş gibi bir şeyden başka bir şeye dönüşmektedir. "
" İnsan ne kadar dış aleme dönük olursa Mutlak ile olan teması da o kadar az olur. Şu halde yapılması gereken 'evde oturup' dışarı çıkmamaktır. Kapının dışına çıkmadan da Sema'nın altında ne varsa yani nesnelerin realitesinin ne olduğu bilinebilir."
" İnsan genellikle kendi babasına sanki bu Rabb'in bizzat kendisiymiş gibi saygı duyar ve onu yani babasını samimi bir bağlılıkla sever. Durum böyleyken bir de düşününüz ki kendi babasından çok daha Yüce olanı, Rabb'ini ne kadar daha fazla sevip sayması gerekir! "
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.