"Sıradan kıyafetler giyerken diğer insanlara asla yapamayacakları şeyleri üniformalıyken yapabilirler. Dik yakalar, trençkotlar, postallar ... üniformalar hiç suçluluk hissetmeden içimizdeki kötülüğü dışa vurmamızı sağlar."
“Bir duble rakı, yanında domates dilimleri olan beyazpeynir ve bir dilim kavunun, bütün yorgunluklara karşı, insanlığın geliştirdiği en mühim ilaç olduğunu bilenler bilir.”
“Her beşeri düzen ölümle bir antlaşma yapma girişimini simgeler. Herhangi tarihsel veya ona benzer bit dininin akıbeti ne olursa olsun şundan emin olabiliriz ki bu girişimin gerekliliği insanlar öldüğü ve bu gerçeği önemsemek zorunda kaldıkları sürece devam edecektir.”
“Din, insan aktivitesiyle kurulan, her şeyi kucaklayan kutsal bir düzen, yani her an
mevcut olan kaos karşısında kendi kendini korumasını bilen kutsal bir kozmos kurumudur.."
Günlük yaşamımızdaki pek çok alışkanlık, tutum ve uygulama (okumak, konuşmak, dolaşmak, pazara gitmek ya da yemek yapmak vb.) taktik türündendir. Ve "eylem, uygulama ve üretim tarzlarının" büyük bir bölümü de taktiktir: "Zayıf olanın", "güçlü olana" (erk sahipleri, hastalık, şiddet ya da bir düzenin uyguladığı şiddet vb.) karşı başarıları, dolap,oyun ve dümen çevirme sanatı, "avcılara" özel hileler, tuzaklar, el çabukluğu, çokbiçimli simülasyonlar (öykünmeler) , mücadeleci oldukları kadar
şairane, sevinçli, neşeli bulgular, hepsi taktiktir. Bu operasyonel performanslar, çok eskilere dayanan bir bilgiyi gerektirir. Yunanlılar, bu bilgiye "metis" adını veriyorlardı.
Bir inananın ne hissettiğini kavramak isteyen kendini onun yerine koymalıdır. Yoksa iş görme engeli birinin renklerden bahsetmesine benzer”
-Emile Durkheim-
“Toplumsal gerçeklik ilk bakanın ‘göreceği’ ilk gelenin ‘keşfedeceği’ bir saydamlıktan uzaktır. Sosyal hayatın anlamsal derinlikleri yoldan geçene mikrofon uzatmakla veya kamuoyu anketleriyle ulaşılamayacak kadar girdaplıdır”
Herkesin kabul ettiği görüşü terketmek aynı zamanda sosyolojinin belirli açıklamalar ve tanımlamalarla sınırlandırılabileceği düşüncesine de karşı çıkmak demektir.
bugünkü dünyanın en çok vurgulanan karakteristiklerinden birisi, parçalanmışlıktır. Toplumsal hayattaki parçalanmışlığın arkasındaki en önemli faktörlerden birisi ise küreselleşmedir.