Bu acı ölüm değildi, düşünceydi, sersemleyen bilincinde dalgalanan düşünceydi. Ölüm acıtmazdı. O yaşamdı, yaşamın acıları, bu korkunç boğan duygu; bu yaşamın ona uygulayabileceği son darbeydi.
Martin şimdi biliyordu ki onu gerçekte sevmemişti. Onun sevmiş olduğu idealize edilmiş bir Ruth, kendi yaratmış olduğu tanrısal bir yaratık, onun aşk şiirlerinin parlak ve aydınlık ruhuydu.