Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Düdü
Düdü
@RozofGod
"..içlerinden bir fikir seç, o gün bu fikirle beraber kavrul."
28 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitabı, toplama kampında yaşamış bir psikatristin; gözlemlerini, insanların varoluş sancılarını bir hekim penceresinden baktırdığından çok değerli buldum. Gözlemleri, bunu dayandırdığı nedenler, nasıllar beni çok etkiledi.
Önce kamptaki hayatını anlattı sonra anlamdan, ızdıraptan, logoterapiden, psikanalizden, tezat niyetten...
Bunu yaparken sıkmadı, örnekledi, alıntılattı.
Bir psikatrist olmayı isteseydim sanırım sular seller gibi okurdum kitabı..
Izdırabın anlamı kısmı bana çok mantıklı geldi, bazen insanın bulamadığı anlamı ızdırap sayesinde bulabileceği gerçeği! ya da
acı çekmenin kaçınılmaz olacağı ama nasıl çekeceğimizi bizim belirlememiz gibi..
Tabi bazı yerlerde tam olarak ne demek istediğini anlamadığım da oldu bu yüzden ikinci yarısını tekrar okumak benim için iyi olabilir.
Son olarak kitap bakış açımı arttırdı, düşüncelere daldırttı, anlamı az sorguladığımı, hayatın keşmekeşinde anlamla derdimi çözdürmediğimi fark ettirdi bana.
Bana mikrobiyatanı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!!!
Ben ve canım mikroorganizmalarım bu kitaba inceleme yapmaya karar verdik çünkü bu vücudu ikimiz de yönetiyoruz!!!
Kitabı çok beğendim. Hani lisede çok sempatik, mizahı çok iyi olan, bir o kadar iyi ders anlatan bir hoca vardır. İşte o hoca burda da var :)
Hem eğlenceli hem öğretici bir kitap. Birçok deney ve çalışmadan bahsederken "vay be" dedirtti..
Şuan bu incelemeyi okumanızdan, eş seçiminize, göreceğiniz hastalıklarınızdan, duygularınıza neredeyse her konu aslında mikrobiyotamızla ilgili olduğunu öğrendim.. Daha ne öğreneyim!
Yapılan çalışmalarda bazı hastalıklarda bazı bakterilerin sayısında artış olduğunu, ya da yemek seçimi nişasta olan bir sinekle, yine yemek seçimi başka olan bir sineğin eş seçerken, her iki sineğin de kendi beslendiği gibi beslenen bir eş seçeceğini, ya da bazı bakterilerin depresyona azaltmada antidepresanlardan daha etkili olduğu gibi birçok çalışmayı, olaya mizah katarak anlatıyor da anlatıyor ve siz de gülerek, şaşırarak karşılık veriyorsunuz:)
Sözün özü, Ne yersek o'ymuşuz.
İyi okumalar..
Geleceğe not: YİNE OKU!
Kitap bana aydınlanma üzerine aydınlanma yaşattı.. Meğer ne çok bilinçsiz yaşıyormuşum, ne çok doğru bildiğim yanlışlar varmış.. Üzerine kafa yormadığım fikirler...Aaaa o öyle miymişler..
Yazar olaylara, insanlara, bilime, kapitalizme vb. durumlara "müslüman penceresinden" çok güzel bakmış ve örnekleriyle bunu daha da somut kılmış.
Bir "müslüman" envai konuda acaba tavrım nasıl olmalıdır, diye soruyorsa bence kesinlikle okumalıdır. Zerre pişman olacağını zannetmiyorum..
Kitap denemeler şeklinde olduğu için ara ara okumak, sindirmek gerekiyor diye düşünüyorum. İleride tekrar okumak, altını çizmek isteyeceğimden eminim..
Allah kitabı razı olduğu bir şekilde yaşayanlardan eylesin, Amin.
İyi okumalar:)
Not
Aydınlanma örneklerim aklıma gelen:
-_- Mesela ben din ve yaşamı ayrı kefelere koyuyordum. Yani özel olarak evet ayrıdır ve karıştırılmamalıdır demiyordum ama olur ya farklı şeylermiş gibi geliyordu..Oysaki yaşam zaten İslâm. Hâlâ da bu fikir doğru ve haklı gelsede içim, yaşantım, çağın zihniyeti o kadar tersiyle içime işlemiş ki pat diye değişemem, zaman lazım..Ama işte bu bir kıvılcım benim için:)
-_- Çağın İslâm- dışı problemlerine İslam'ın cevabını araştırmak.. Çok doğru bir noktaya parmak basmış daha önce hiç düşünmemiştim.. Yani mesela bankalar ve faizleri meselesi..İslam buna nasıl çözüm üretir sorusu.. Tabi ki yaşanan bir İslam olursa faiz diye bir şey olmaz ki ona çözümler alternatifler getirilsin..
...daha birçok vardı, paylaşırım;)
Okur Takip Önerileri
Doğuran mı, büyüten mi?
Evlat edinmenin "e" si aklından geçenlerin okuması, okutturması gerekir diye düşünüyorum..Bebeklikten evlat edinmenin yolculuğunu, çocuğa ve topluma yaklaşımını, perde arkasını bilmek, yolculuklarına bizzat tanıklık etmek aydınlattı beni.
Bilmediğim bir çok şey öğrendim: çocuğa gerçekleri anlayabileceği dilde,o sorduğunda nasıl açıklandığını, (tavsiye edilen 4-6 yaş arasındadır.) biyolojik anneyle ilgili meseleler ve yaklaşımlar...
Çocukların bu doğru yaklaşımla ne de güzel geliştiğini, büyüdüğünü artık kendi hikayesini arkadaşlarına bir çırpıda anlatabilecek, sevildiğini söyleyebilecek bir seviyeye geldiğini görmek ne büyük bir mutluluktur kim bilir!
Sevgiyle sarmalanmış bir gerçeğin, çocukla birlikte büyüme macerası çok çok doğru ve gerekliydi.. Bu sayede çocuğun hayatla bağının kopmamasını ve güven duygusunun zedelenmemesini sağladı.
Ah ah!!
Ebeveynlerinin ona olan sevgisi <3
Keyifli bir okumaydı.
Daha büyük yaştaki kimseyi evlat edinen kişilerin yolculuğuna merak saldım şimdi de:)
İyi okumalar.
Buruk hayatlar
Hani deriz ya kitap okumak bize başka hayatları görme, başka gözlüklerle hayata bakma imkanı sağlar diye işte bu kitap tek seferde yaklaşık 25 farklı hayat hikayesini gözler önüne seriyor!
Ve hepimizin bu hikayeleri bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta çoğumuz Afganistan, Makedonya, Suriye, Afrika, Tayland gibi ülkelere gitme imkanı
Amok
Zweig'in bu kadar az sayfayla etkileyici anlatımı,olay örgüsü yok mu! Gayet başarılıydı..
Bir amok koşucusunun hikayesi, Amok koşucusu nedir bilir misin? -Hançerini sağa sola savuran gözü dönmüş, sadece istediğini alınca veya ölünce duracak olan bir tür delilik hâli.
SPOİLER İÇERİR!
Hikaye egosu yüksek olan bir doktorun görevlendirildiği tropik bölgede başına gelen bir olay etrafında şekillenir..
Bir gün Mrs. Blank adlı kadın gayet cüretkar ve kibirli bir biçimde doktordan kürtaj yapmasını ve bunu sır gibi sakladığı takdirde ömrünün sonuna kadar yetecek rüşvet teklif etmesiyle başlar. Doktorsa bu cüretkar tavırdan hiç ama hiç hoşlanmaz. Eğer ona yalvarırsa aldıracağını söyler. Kadın bunun üzerine asla kabul etmeyeceğini söyler ve çeker gider. Doktor çok pişman olmuştur ve amok koşucusu gibi kadına yardım aşkıyla âdeta gözü döner.
İnsanın gururu, ne kadar önemli uğruna ölecek kadar! İnsanın verdiği söz, ne kadar önemli uğruna ölecek kadar!
Kitap, kelimenin tam anlamıyla "keyifli" idi. Yeri geldi güldürdü, yeri geldi ponçik duygular yaşattı, yeri geldi düşündürdü...
Her ailenin,her insanın bir hikayesi vardır ya yazar da sanki sizi alıyor eliyle (kalemiyle) onların sofrasına bırakıyor ve başlıyor anlatmaya..
Yazarın bazı benzetmelerini, kurduğu cümleleri çok "naif" buldum..
Keşke not alsaydım dedirtti.
Dikkat SPOİLER!!!
Tuzlu fıstık hikayesinde mesela şu cümle "artık her çerez tabağının içinden babam çıkıyordu."
Ya da aynı bardaktan içen çift için "aynı çay bardağında öpüşüyorlardı." ve daha nicesi!!
Hikayeler içinde en sevdiklerim:
Barıştık
Bize bi' çay
Aşk olsun
Olanlar oldu
Sadece 'yine muazzez' hikayesini sevmedim.
İyi okumalar!!
Şiddet(siz) tavsiye edilir!!
Bir inancın öyküsü, bir direniş,bir dava ve kıvılcım...
Okurken hayran olmamak elde değil. Pasif direniş hareketi çok mantıklı gelmeye başladı. Düşünsenize size fiziksel anlamda saldırmayan bir direnişe saldıran tarafsanız buna ne kadar devam edebilirsiniz?
Bu fotoğrafı hayal etmenizi isterim!
İnsanların onun arkasında yer almasını da ( en başta kolay olmadı tabii) güzel ve ilginç buldum. Çünkü alışılmadık bir direniş şekli. Ayrıca bu kadar kalabalığı yönetmek, liderlik etmek gerçekten büyük bir meziyet..
Bunu ancak inanç yapabilir zaten!
Okurken çok beğendiğim cümleler, olaylar oldu ara ara paylaşmayı düşünüyorum.
Not: Gandhi'ye halkı Mahatma ismini takmıştır. anlamıysa "Yüce Ruh" (genel kültür olsun:)
Mahatma Gandi Sevgi, Dünyadaki En İncelikli GüçtürMahatma Gandhi · Destek Yayınları · 2020219 okunma
Kitabı beğendim ama sürükleyici gelmedi.. O zamanki dönemin havasını solumuş olmak güzeldi. Füreya'nın sanatına olan aşkı güzeldi.
Beni etkileyen bir şeyden bahsetmeden geçemeyeceğim. O dönemdeki -sanırım 1910'lu yillar- insanların çocuk yetiştirirken ders odaklı olmayıp çocuklarına yabancı diller, el sanatları öğretmiş olması çok doğru ve takdir edilesi bir gelenekmis.
Not:
Türkiye'ye ilk seramik sanatını getiren sanatçı Füreya imiş:)
Kitap bir retorik sanatını her yönüyle - bağlacından inandırıcı kelime kullanımına kadar- ele alıyor.
İlk başlarını ve son 60 sayfasını gayet beğendim.
Ama ortalarında özellikle mesela güzel olan ve olmayan şeyleri veya insanların kimleri sevip kimleri sevmediği konusunda -ve daha adını burda telaffuz edemeyeceğim kadar çok konu hakkında- uzun uzadıya açıklamaları okurken sıkıldığım da oldu.
Kitap bana dinleyici konumundayken (ki çoğu zaman) hatibin konuşmasındaki yapacağı taktiklerle beni nasıl etkileyebileceğini ve bunun için hangi yöntemleri kullanacağı konusunda az çok fikir sahibimi olmamı sağladığını düşünüyorum. Bu sayede gözümü dört açmamı sağlar umarım:)
Hatip konumunda olursam da birkaç bir şey öğrenebildim, umarım unutmam:)
Ayrıca kitap sanki siyasetçiler gibi ekmekleri konuşmasının inandırıcılığında olan mesleklerde çok daha fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Ve Aristoteles'i tebrik ediyorum :) yani her şeyi en ince detayına kadar düşünmüş, kaleme almış, gözlemlemiş, örneklemiş...
