Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rabia Akgül

İçimde yaramı boyuna kurcalıyıp verdiği acıdan zevk alma ihtiyacı vardı ki, felaketimin büyüklüğünün bilincine varmak cidden zevk veriyordu.
Reklam
Bir adamı uzun yıllar birlikte bulunduktan sonra bile anlamak çok güçtür!
Bu çirkef yaratığın varlığını daima tabiatın bir hatası saymışımdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hepimiz bunu biliyorduk, ama bu alçağı cezalandırmak, hiç olmazsa onu küçümsemek kimsenin aklına gelmezdi.
Kimi zaman ona baktığımda, gözlerimin önüne devasa bir örümcek gelirdi.
Reklam
Etrafın taşyürekli heriflerle doludur, ağlayacak tenha bir köşe bile bulamazsın.
Sanki pranga mahkûmu sıfatı, bir rütbe, hem de onurlu bir rütbe oluyordu. En ufak bir utanç ve pişmanlık alameti yoktu! Bununla beraber, dıştan bakılınca bir çeşit boyun eğişleri, kendilerine özgü, hani nasıl denir, resmi, sakin bir düşünüş tarzları vardı: "Biz mahvolmuş insanlarız." derlerdi.
Ama her zorlama işte muhakkak biraz anlamsızlık, hakaret ve bir utanç telakkisi vardır; yani zora dayanan sürgün hizmeti de serbest hayatta yapılan işlerden daha ağır ve azaplıdır.
Bir insanı ezip mahvetmek, ona en korkunç bir katilin bile duyunca titreyeceği kadar ağır bir ceza vermek isteyenlerin, insana yaptığı işin tamamıyla anlamsız, faydasız olduğu duygusunu vermesi yeterlidir.
Reklam
Onlara göstermemeye çalıştığımız ıstıraplarımızı zevkle seyrederlerdi.
İçinde herkesten saklamak istediği şifasız bir kederin varlığı belliydi.
Erdem için özel ve kamusal hayatta gösterilen bunca özene karşın, hâlâ erdemin öğretilip öğretilmeyeceğini sorgulayıp şaşırıyor musun Sokrates? Aslında öğretilebilmesine değil, öğretilememesine şaşırman gerekirdi.
Oysa hiçbir şey bilmeden, öğretmenini bulmak daha kolaydır.
Çünkü genç olduklarından onlar için hâlâ umut var.
611 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.