irem

Özetlemek gerekirse, Osmanlı'da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuliyata (gereksizlik) yer yoktu. "Eğlence" mantığımız Avrupa'yı taklide başladığımızdan bu yana değişti. Hayatımıza "vur patlasın, çal oynasın" ölçüsüzlüğü hakim oldu. Ramazanı bile eğlenceye kurban ediyoruz...
Reklam
Bugün muayenehanedeyken Anna Kirillovna kendimi nasıl hissettiğimi sorup, onca zamandır ilk kez suratımın asık olmadığını gördüğünü söyledi. "Asık suratlı biri miyim yoksa ben?" "Çok," diye yanıtladı kesin bir ifadeyle ve hiç konuşma- dan durabilmeme şaşırdığını ekledi. "Ben de böyle biriyim işte." Ama bu doğru değil. Yaşadığım aşk macerasına kadar oldukça neşeli bir insandım.
Akıllı insanlar mutluluğun sağlığa benzediğini çok önceden fark etmiştir: Mutluyken fark etmezsiniz, ama yıllar geçtikçe, geçmişte kalan mutluluğunuza ilişkin anılar, ah, anılar...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Şu anda fırtına gibi akıp geçtiğini anlamış olmama rağmen, geçerken birçok yönü, birçok görünümü varmış gibi, karışık ve korkutucu gelmişti. Aynaya bakıyorum da geçen yılın bıraktığı izleri görüyorum yüzümde. Gözlerim daha sert, huzursuz bakar olmuş, ağzım da daha kendinden emin ve erkeksi... Burun kemerimin üzerindeki kırışıklık sonsuza dek var olacak tıpkı anılarım gibi. Aynaya bakınca görüyorum hepsini, art arda hızla gözümün önünden geçiyorlar."
"Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir," diye düşünüyordum uykuya dalarken, "fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek..."
Reklam
Reklam
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.