Ayakta yazmasıyla ünlü olan Ernest Hemingway şöyle diyor: "Bir kitap ya da öykü üzerine çalışırken mümkün olduğunca ilk ışıkla her sabah yazarım. Seni rahatsız edecek hiç kimse olmaz, hava serin ya da soğuktur ve işine gelir ve yazarken ısınırsın."
İslâmî yaşayış tarzı son birkaç yüzyıldan beri kesintiye uğradığından, günümüz Müslümanı ile “eksiksiz Müslüman insan örneği olan Asrısaadet insanı arasında tam bir kültür boşluğu (cultural gap), bir kültür aralığı (fasılası) mevcuttur. Aslında sahabilerle daha sonraki hiçbir dönemin Müslüman insanını bu yönden karşılaştırmak söz konusu olmamalı, fakat bir Müslüman'ın örnek alacağı yaşama tarzı için başkaca bir kıyas birimi de yoktur elimizde. Gerçek İslâmî yaşayıştan ne kadar uzak düştüğümüzü kavrayabilmek için, sahabı örneğine başvurmak zorundayız. Bununla birlikte mevcut kültür boşluğunu hissedebilmek için o kadar uzağa gitmeye gerek görülmeyebilir de...
Batı'ya yönelen ilk Osmanlı "aydınları", İslâm'a özgü kafa alışkanlığıyla Batı'yı anlamaya çalışırken, aslında ne Batı'nın mahiyetine akıl erdirebilmişler ne İslâm'ı sahiplenebilmişlerdir. İslâm'a özgü kültürü Batı'dan ödünç alınmış kavramlara göre değerlendirirken; Batı kültürünü de İslâm'a özgü kavramlarla algılamaya ve değerlendirmeye çalışmışlardır. Böylece İslâm ülkesinde kendisinin "bireyci" ya da "toplumcu", "kapitalist" ya da "sosyalist" vb. olduğunu ileri sürebilen garip Müslümanlar türemiştir.