Rumeysa Doğan

Rumeysa Doğan
@Rumeysadoganm
Gel kurut bu çağın kargaşasını Seninle beklenen şafaktır şimdi. bkmkitap.com/anka-i-ask
Sabitlenmiş gönderi
Ben nefsimi eğitmezsem, nefsim beni eğitir.
Sayfa 172 - Kitap At Yayınları, SencerKitabı okudu
Reklam
Abdullah b. Ömer (ra), Kur'ân'ı hifzeden bir grup genç topluluğuna denk gelince "Gençler! Çok güzel bir şey yapıyorsunuz. Biz de Allah Resûlu'nün (sas) yanında yetiştik. Ama Allah Resûlū (sas) bize Kur'ân'dan önce imanı öğretti. Biz önce imanı, sonra Kur'ân öğrendik ama bakıyorum ki size, imanı öğrenmeden Kur'ân'ı öğreniyorsunuz. Bilginiz artıyor ama imanınız artmıyor." diyor
Sayfa 166 - Siyer Yayınları, 1. KitapKitabı okuyor
Hz. Peygamber (sas) tebliğ ve davetine başlarken çocuklar üzerinden mi başladı, yetişkinler üzerinden mi başladı? Yetişkinler üzerinden. O zaman mesele çocuk yetiştirme meselesi değil, mesele kendimizi yetiştirme meselesidir.
Sayfa 105 - Siyer Yayınları, 1. KitapKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
32 syf.
·
Puan vermedi
Kudüs’ün Renkleri
Kudüs’ün RenkleriJenny Molendyk Divleli
9.7/10 · 36 okunma
Reklam
Rumeysa Doğan
Bir kitabı okumaya başladı
Eylül
EylülMehmet Rauf
7.5/10 · 39,1bin okunma
Ayakta yazmasıyla ünlü olan Ernest Hemingway şöyle diyor: "Bir kitap ya da öykü üzerine çalışırken mümkün olduğunca ilk ışıkla her sabah yazarım. Seni rahatsız edecek hiç kimse olmaz, hava serin ya da soğuktur ve işine gelir ve yazarken ısınırsın."
İslâmî yaşayış tarzı son birkaç yüzyıldan beri kesintiye uğradığından, günümüz Müslümanı ile “eksiksiz Müslüman insan örneği olan Asrısaadet insanı arasında tam bir kültür boşluğu (cultural gap), bir kültür aralığı (fasılası) mevcuttur. Aslında sahabilerle daha sonraki hiçbir dönemin Müslüman insanını bu yönden karşılaştırmak söz konusu olmamalı, fakat bir Müslüman'ın örnek alacağı yaşama tarzı için başkaca bir kıyas birimi de yoktur elimizde. Gerçek İslâmî yaşayıştan ne kadar uzak düştüğümüzü kavrayabilmek için, sahabı örneğine başvurmak zorundayız. Bununla birlikte mevcut kültür boşluğunu hissedebilmek için o kadar uzağa gitmeye gerek görülmeyebilir de...
Reklam
Batı'ya yönelen ilk Osmanlı "aydınları", İslâm'a özgü kafa alışkanlığıyla Batı'yı anlamaya çalışırken, aslında ne Batı'nın mahiyetine akıl erdirebilmişler ne İslâm'ı sahiplenebilmişlerdir. İslâm'a özgü kültürü Batı'dan ödünç alınmış kavramlara göre değerlendirirken; Batı kültürünü de İslâm'a özgü kavramlarla algılamaya ve değerlendirmeye çalışmışlardır. Böylece İslâm ülkesinde kendisinin "bireyci" ya da "toplumcu", "kapitalist" ya da "sosyalist" vb. olduğunu ileri sürebilen garip Müslümanlar türemiştir.
751 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.