nerde olursam olayım-bir gemi guvertesinde, Paris'te bir dokak kafesinde ya da Bangkok'ta -hep aynı sırça fanusun icinde kendi ekşimiş havamda bunalıyor olacaktım.
Kafamda akıl namına ne kalmışsa onu kullanarak bedenimi tuzağa düşürmem gerekiyordu, yoksa beni elli yıl boyunca o ahmak kafesinde hiçbir anlamı olmayan bir yaşama mahkum edecekti.