Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Sait

İsmail Sait
@Saitaln
Sıkı Okur
Hâl bil Ahvâl bil Gönül bil
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde Buluşmak seninle bir akşam üstü Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi Sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Bir orman, bir gece kar altındayken Çocuksu, uçarı koşmak seninle Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek Sığınmak ellerine, sığınmak bir gece vakti Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken Bir kenti böylece bırakıp gitmek İçinde bin kaygı, binbir soruyla Bitmemiş bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi Sığınmak şarkılara, sığınmak bir ömür boyu Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Reklam
sâdâbâd'a kaside
Ne denmiş, akıp giden her suyla akıp giderim çünkü sevdim çünkü bu yüzden güçlü bileklerim kanadı • Bir geceyi geçirmek için bin türlü kalp ilâçla dövündüm çırpındım bilsen nerelerim kanadı • Yüreklerimiz bir dağ serinliği taşırken birlikte birden boşta bırakılan bir yerlerim kanadı • Kanasın varsın ne varsa biraz kanamalıdır benim bunca yıldır günlerim gecelerim kanadı • Ey güzel bahar gökü seni her şeyle birleştiriyorum çünkü ey yaz gecesi çünkü her yerlerim kanadı • ...
Büyük Saat
Büyük Saat
-
Turgut Uyar
Turgut Uyar
• Sayfa : 384-385

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne de çabuk geçti her şey Tanrı'm, rica etsem bir çocukluk ömür daha ayarlayabilir miyiz bana?
Yolun Başı
Yolun Başı
Gâfile kelam, nâfile kelam...
Reklam
Akşam olmaya başlamıştı. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Küçük bir parka girip oturdum. Gözlerim yanıyordu. Başımı arkaya atarak gökyüzüne baktım. Karlar ayaklarımı donduruyordu. Buna rağmen saatlerce oturdum. Vücudumda garip bir uyuşukluk yayıldı. Burada donup kalmak ve ertesi gün sessiz sedasız bir yere gömülüvermek...
Ama bir noktada, belki de içgüdüsel olarak, insan geri döner ve arkasında bir kapının kapanarak dönüşü olanaksız kıldığını fark eder. İşte o zaman bir şeylerin değişmiş olduğunun ayırdına varırız, güneş eskisi gibi kıpırtısız değildir, hızla hareket etmektedir; ne yazık ki, henüz bakmaya bile fırsat bulamadan, onun ufkun ucuna doğru hızla kaydığını, bulutların da gökyüzündeki mavi koylarda hareketsiz durmadığını, birbirlerinin üzerine çıkarak kaçtıklarını, iyice acele ettiklerini görürüz; zamanın geçtiğini ve günü gelince yolun zorunlu olarak son bulacağını anlarız.
Bilemezsin ne haldeyim... Oyun değil bu... Ne kadar imkânsız ve neticesiz bir arzunun elinde olduğumu bilsen bana acırsın... Bütün mukavemetlerim faydasız kalıyor. Dağdaki küçük bir derenin nehire doğru koşan suları gibi bütün hislerim ona koşuyorlar. Ben kendimi bu selin önüne geçecek kadar kuvvetli hissetmiyorum. Ve bu derenin suları nasıl ellerinde olmayarak taştan taşa yuvarlanırlarsa, ben de onlar gibi heyecandan sevince, sevinçten kedere, kederden tereddüte yuvarlanıyorum... Bunlar benim zayıf omuzlarımın çekemeyeceği yükler, bana bir çare, bana bu delice düşünceleri kafamdan çıkarıp atacak bir çare ...