Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdulkadir İçel

Sultan Vahdettin başta İtalya hükümeti olmak üzere sair hükümetlerin kendisine ve isteklerine olumsuz yaklaşımları dolayısıyla şehzadeliği döneminde Osmanlı Devleti'nde yaşadığı kafes hayatını adeta bir kez daha yaşamış ancak yeni kafes hayatının geçtiği ve gerçekleştiği yer Osmanlı idaresi ve coğrafyası değil, Avrupa idaresi ve toprakları olmuştur.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı Padişahlarından hiçbiri hacca gidememişken Sultan Vahdettin'in Hicaz'a gitme ve Mekke'yi ziyaret etme fırsatı bulmuş olması bir anlamda Osmanlı Padişahları ile Mekke arasındaki hasretin imparatorlukla birlikte sona ermesi demek olmuştur. Ancak nihayeti itibariyle Sultan Vahdettin'in bu ziyareti de önceki padişahların ziyaret istekleri noktasında maruz kaldıkları akıbetten pek de farklı olmamış; Sultan Vahdettin, Kral Hüseyin'in hilafeti ele geçirme çabalarını fark ederek Ramazan gelmeden önce Hicaz'dan ayrılmıştır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Zaman zaman Ankara ile İstanbul hükümetleri arasında uzlaşma çabaları süregelmiş; hususen Sultan Vahdettin'in bu konuda girişimleri olmuşsa da tüm çabaları akim kalmıştır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in kimin iradesi ile Samsun'a gittiği ve Anadolu topraklarına kimin iradesiyle nasıl ayak bastığı birçok tarihçi tarafından tartışmalı bir konu olsa da İngiliz belgelerine Sultan Vahdettin tarafından gönderildiği şeklinde yansımıştır.
İttihatçı liderlerin ülkeden ayrılması ve maruz kalınan mağlubiyet neticesinde Sultan Vahdettin'in elinde sadece İtilaf Devletlerince işgal edilmiş bir ülke kalmıştır.
Reklam
Veliahd Vahdettin Efendi'nin tahta çıkışından sonraki ilk önemli gelişme tahta çıkışının 4. ayında Mondros Mütarekesi'nin imzalanması ve Osmanlı topraklarının işgale uğraması; bir diğeri de Osmanlıyı savaşa sokan İttihatçı liderlerin yurtdışına kaçmasıdır.
Çalışma bütünü ile İngiliz Dışişleri Arşivi vesikalarına dayanmaktadır. İkinci el kaynaklar yahut tetkik eserler, bir iki istisna dışında, hiçbir surette kaynak olarak kullanılmamaktadır. Böyle bir tercihin sebeplerinden biri mevcut ikinci el kaynakların çoğunda tarafgir yazıların yer alması; bir diğer sebebi ise İngiltere ile işbirliği içinde olduğu söylenen Sultan Vahdettin için İngiliz belgelerinin ne söylediği ve Sultan Vahdettin ile İngiliz Hükümeti arasında nasıl bir işbirliğinin mevcut olduğunun tespit edilebilmesi isteğidir.
Sayfa 17 - TimaşKitabı okudu
Hemen her ilimizin Milli Mücadele tarihi hazırlanmış olsa da, bir bütün olarak, il il, bölge bölge kapsamlı bir Milli Mücadele tarihi, diğer bir ifade ile bir Türkiye Biyografisi bugüne kadar yazılmamıştır. Böyle bir durum da herhalde ilginç olmamalıdır. Bir Hilafet Tarihi, bir Saltanat Tarihi yahut hatası ve sevâbıyla bir Osmanlı Hanedan Tarihi ve hanedanın maruz kaldığı akıbeti de kapsayacak bir Hanedan Ansiklopedisi maalesef hazırlanmamıştır.
Sayfa 15 - TimaşKitabı okudu
Arşivlerimizden yararlanma noktasında bugün hala söz konusu sınırlayıcılık devam ederken İngiliz Dışişleri Arşivi'nde ise, muayyen sayıdaki belgenin ötesinde, konu ile ilgili kritik belgelere ulaşmak, en azından bizim için, mümkün olmamıştır. Bu durum ise insanda gayet tabiî olarak, İngiliz Arşivi'nde bilinçli bir ayıklama operasyonunun yapılmış olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
Sayfa 13 - TimaşKitabı okudu
Hadisenin yaşandığı yer Türkiye olmasına rağmen Sultan Vahdettin ve dönemi siyasi yaklaşımları aydınlatabilmek için Türk arşivlerinden tatminkâr miktar ve türde vesikalar elde etmek ise bugün için maalesef söz konusu değildir.
Sayfa 13 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Yine dolayısıyladır ki, tarih yazarken ne resmi bir tarihçi hüviyetine bürünüp Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını göklere çıkarmak, ne de ne pahasına olursa olsun gerçekleri göz ardı ederek Sultan Vahdettin ve taraftarlarını sadece ve sadece olumsuz yön ve düşünceleri ile ele alarak insanları yanıltmak herhalde hiçbir tarihçinin hakkı olmamalıdır. Zira insan, tabiatı gereği hata yapmak durumundadır. Bu husus yaşanan hayatın tabiî kanunlarından biridir ve ihanet noktasına varmadığı müddetçe de normal karşılanmalıdır.
Sayfa 11 - TimaşKitabı okudu
Hiç şüphesiz ki doğru olan, en uzaktakinden en yakındakine kadar, uzak ve yakın tarihimizi inşa edenleri gerçek icraatları ve yüzleri ile bilmektir.
Sayfa 11 - TimaşKitabı okudu
Son dönem Türk siyasi tarihi bütün açıklığı ile bilinmediği sürece dünkü olayların birer devamı olarak bugünün problemlerine köklü ve sağlıklı çözümler hiçbir zaman getirilemeyecektir.
Sayfa 11 - TimaşKitabı okudu
Bir roman edası içinde değil, büyük bir ciddiyetle tarihimizin bütün gerçeklerini gözler önüne sermeden parlak geleceklerin kendiliğinden avuca konacağını sanmak, serapların en aldatıcısından başka bir şey değildir.
Sayfa 10 - TimaşKitabı okudu
Yakın tarihimiz ve bilhassa Cumhuriyet dönemi olayları yazılırken pek çok gerçeklerin çeşitli sebeplerle ört bas edildiği, olaylara tarafgir bakıldığı bilinen bir gerçektir. Özellikle resmî tarih ve bunun zıddı olan gayri resmi tarih yaklaşımları, Milli Mücadele hareketinden bu yana onca zaman geçmiş olmasına rağmen hala ifrat ve tefrit noktalarına varabilmektedir.
Sayfa 10 - TimaşKitabı okudu
466 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.