O gecede ilk defa sihirli bir şekilde hissettiğim güçten çekmeme izin vererek hayatı yaşıyorum.Beni nereye taşıyacağını sormuyorum:belki başkalarının ahlâksızlık dediği yeni bir boşluğa ya da yüce bir yere.Bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.Çünkü hayatını bir gizem olarak yaşayan kişi ancak gerçekten yaşıyordur.
Geçmiş günü beyhude yere yâd etme,
Gelmemiş bir an için de feryat etme.
Geçmiş,gelecek,masal bunlar hep;
Eğlenmene bak,ömrünü berbat etme.
ÖMER HAYYAM…
Fakat fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar,havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir,aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için,umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir.Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.Irene’de macera merakı uyandıran da hayatının tehlikesiz ve güvenli oluşuydu.Yaşadığı ortamda onu zorlayan hiçbir şey yoktu.Elini nereye atsa pürüzsüzdü,bütün hayatı özenle,şefkatle,sevgiyle ve evcimen bir rahatlıkla sarmalanmıştı;Irene,varoluştaki bu ölçülülüğün hiçbir zaman dış kıstaslara vurulamayacağını,aksine insanın içiyle ilişkisizliğinin bir yansıması olduğunu fark etmeksizin kendini bir şekilde bu rahatlık tarafından kandırılmış ve gerçek yaşamdan uzaklaştırılmış hissediyordu.
Var mı dünyada günah işlemeyen,söyle!
Yaşanır mı hiç günah işlemeden,söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı,ne farkın kalır benden,söyle.