Fernando Pessoa, ölümünden sonra yayımlanan Huzursuzluğun Kitabı adlı eserini oluşturan elyazmalarını Bernardo Soares adıyla kaleme almıştır. Kitabın başlangıcında Bernardo Soares’i tanıtarak başlar. Yazar, onunla bir lokantada yemek yerken karşılaşır ve tanışır. Bernardo, bir büroda muhasebecilik yapan, otuz yaşlarında, içe dönük, dikkat çekici
Özellikle üçüncü paragraf ilgimi çekti, bu sıralar üzerine fazlaca düşündüğüm bir durum. Hâlâ da bir sonuca erdirebilmiş değilim içimdeki bu tartışmayı ve erdirenileceğimi de sanmıyorum. Bununla birlikte, yazarın konudaki genel tutumuna rağmen "Hayallerimde bile yok gelen-giden." cümlesini hüzünlü ve çaresiz bir şekilde mi, yoksa bir başarı olarak mı değerlendirdiğini merak ettim. Nasıl bahsediyor bu kısımdan?
Başarı olarak gördüğünden değil. Çaresiz denemez, sadece hüzünlü diyebiliriz. Karakter her ne kadar insan ilişkilerinin gereksizliği üzerinde dursa ve bu konuda net olsa dahi, bazı zamanlarda da melankolikleşerek kendisiyle kısmen çelişiyor diyebiliriz. Sonuçta o da insan ☺️