Bir söz okumuştum evvel vakit önce "Savaşı zenginler çıkarır, fakirler ölür" diye. Ne kadar yerinde bir sözmüş aslında hissedebilene.
Erik Ağacı yüreğinizin bir yerinde acıyı barındırıyor. Kitabın sonu mutlu bitse de buruk bir mutluluk aslında. Çekilen onca acı, gözyaşı, keder, açlık, susuzluk, işkence.. daha niceleri... İşte bunları görüpte insanın mutluluğu tam yakalaması mümkün olamıyor.
Bir dönem Almanya'nın başına çorap ören bir Hitler vardı. Zayıfa acımanın doğaya ihanet olduğunu söyleyecek kadar zalim bir siyasî. Sonra ne mi oldu; medeniyet dediğimiz tek dişli canavarın yolundan gidenler Avrupa'nın göbeğinde soykırıma başladı. İnsanın aklı hafsalasının alamayacağı şekilde bir soykırım. İkinci Dünya Savaşı geçti bu yeryüzünden ve soykırım yapan bir Hitler. Tarih zalimi de unutmaz mazlumu da. Ama tarih hep tekerrür edip durur bu zaman çarkında. Hitler'in zulmü altı yıl sürmüş ve peki ya siyonist İsrail'in ki ne zamana bitecek???
İşte Erik Ağacı Hitler'in Almanya'sında yapılan zulmü ele alırken bu zulmü katlanır kılan bir aşk hikayesini ele alıyor. Christina ve İsaac'ın aşk hikayesi.
Bulunduğu yere kök salıp orda çiçeklenenlere selam olsun.