Femke, kırkıncı doğum gününü, yeni bir aşkın sularında yüzdüğünü bilmediği kocası aramadığı, ‘İyi ki doğdun!’ demediği için gözyaşı dökerek, hüzün içinde ve tek başına kutlarken, ölmüş bir aşkı canlandırmanın mümkün olmadığını hissetmişti aslında. Aşk beden gibiydi, öldü mü ölüyordu.