'Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm', Livaneli'nin okuduğum ikinci kitabı.. 12 Mart olaylarının Stockholm'e savurduğu bir mülteci Sami Baran. Stockholm'de yattığı hastanede Türkiye'den bir hasta ile karşılaşır. Bu hasta, 12 Mart olaylarında yaşadığı acı dolu olaylara sebep olan eski bir bakandır.
İlk karşılaşmadan sonra, Sami Baran'ın intikam almak ve affetmek arasında gidip geldiği ikilemi, duyguları güzel işlenmiş.. Vatanından uzakta mülteci olarak yaşamak zorunda kalanların sürgün yaşantılarına, yoksunluklarına ve özellikle İsveç kültürüne dair başarılı izler var romanda.. Sadece Türkiye'den değil; Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden mülteci olarak Stockholm'e gelenlerin hikayeleri ve geçmişleri de..
Romanın en çok beğendiğim yönü "tekniği" oldu. Hem roman yazarının hem de ana kahraman Sami Baran'ın bölümlerine yer verilmesi beni romana çeken en önemli etkendi. Yazarın bölümleri daha edebî, Sami Baran'ın kaleminden çıkan bölümler daha akıcı ve sade idi. Kedi unsuru romana biraz daha yedirebilirdi.
İntikam mı, affetmek mi?
