Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeze

Zalimlerin milyonlarca insanı hükümleri altında tutmaları birtakım sözde erdemleri yüzünden değil, sadece ezilenlerin korkularındandır.
Reklam
Bir düşünce uğrunda savaşmak, bir duygu, bir aşk ya da bir çılgınlık uğrunda savaşmak, ama bir şeye inanarak savaşmak, işte hayat. Savaşın gerekliliğini duymayan, insan hayatı değil, bitki hayatı yaşıyor demektir.
Dayanamıyorsan çık git, değiştir yerini, dünyayı dolaş. Ama hep daha iyisini um. Buna hakkın var daha. İnsan bunu yapamayacak hale geldi mi, o zaman iş yok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sizler, kanunlar yapmışsınız, akademiler kurmuş, ahlak kürsüleri tesis etmişsiniz, kulakları patlatırcasına çanlarını merhameti çalarak öğretmeye çalışan kiliseleriniz var, meclisleriniz var, ama bir çocuğun göğsü içinde neler kaynaştığını bilemezsiniz, güzel olabilecekken sakat bıraktığınız bu hayat hakkında da bir bilginiz yoktur.
Her çocuk bir devrimcidir. Yaratılışın yasaları onunla tazelenir ve olgun insanların onlara karşı yükselttiği ahlak, önyargılar, hesaplar, pis çıkarlar gibi engelleri ayaklar altına alır. Çocuk, dünyanın başlangıcı ve sonudur; hayatı yalnız o anlar, çünkü hayata ayak uydurur; devrimler ancak çocukluğun saflığıyla yapıldığı zaman daha iyi günlerin geleceğine inanacağım.
Reklam
Alın size, işte insanlar! Hepsi böyledir. Bir davranışın kötü yanlarını önceden bilirler. Size yardım ederler, öğüt verirler, hatta başka çıkar yol olmadığını görerek desteklerler bile sizi, ama sonra işin içinden sıyrılıverirler ve bütün sorumluluğu yüklenmek cesaretini gösterenden öfkeyle yüz çevirirler. Hepsi böyledir, en inceleri, en zekileri bile.
Yine de insan yaşıyor, merak yüzünden. Yeni bir şeyler bekleyip duruyor... Saçma, sinir bozucu bir durum!
düşmanlarımı severim; beni eğlendirirler, nabzımın atışını hızlandırırlar. Her zaman tetikte olmak, her bakışı kollamak, her kelimenin anlamını yakalamak, amaçları sezinlemek, tuzakları ortaya çıkartmak, aldanmış görünmek, sonra da, ansızın, bir tekmede kurnazlığın o karmaşık, yüce dokusunu yerle bir etmek, hayat diye buna derim ben.
Bütün dünyayı sevmeye hazırdım; değerlendiren çıkmadı: Böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. Renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim. Alaya alınmaktan korktuğum için, en iyi duygularımı yüreğimin derinlerine gömdüm: Orada silinip gittiler.
ruh, ister acı çekerken, ister sevinç duyarken olsun, kendisiyle kesin bir hesaplaşmaya gider ve her şeyin böyle çözümlenmesi gerektiğine inanır; bilir ki, fırtınalar olmasaydı, güneşin sürekli sıcaklığı gücünü kuruturdu; böylece hayatının temellerine iner ve kendi kendini bir çocuk gibi okşar ya da azarlar.
Reklam
Kötülük gerçeğe uygulamak istenmedikçe, insan kafasında biçimlenemez: Fikirler, organik yaratıklardır. Derler ki, doğuşlarından biçim alırlar fikirler, bu biçim de eylemdir; kafasında daha fazla fikir barındıran biri, ötekilerden daha eylemcidir.
Ah kibir! Arkhimedes'in dünyayı yerinden oynatmada kullanmayı tasarladığı kaldıraçsın sen!
Salakça bir yaradılışım var, hiçbir şeyi unutmam, hiçbir şeyi!
Size bir şeyler anlattırmak istedim çünkü bir kere, dinlemek daha az yorucudur; ikinci olarak, dinleyen katiyen kendini açığa vurmaz; üçüncü olarak, böylelikle, başkasının sırrını öğrenebilirsiniz; dördüncü olarak da, sizin gibi zeki adamlar, anlatanları değil dinleyenleri severler.
Kendisinin bu dünyaya göre yaratılmadığına, bu yüzden de acı çekmeye mahkum olduğuna başkalarını inandırmaya öylesine çalıştı ki, kendisi bile nerdeyse inandı söylediklerine.
210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.