Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Shlimazl

Shlimazl
@Shlimazl_0
Ve hep olmayacak şeyler kurarım. Gülünç, acemi, çocuksu...
300 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar Selahattin Demirtaş ve kitapları için klişe haline gelen bir cümle var: "Siyasi düşünlerinizi, ideolojilerinizi bir kenara bırakarak okuyun." Dediğim gibi klişe ama bu cümleyi kuramadan da başlayamayacağım sanırım. Zira okunmalı, mutlaka okunmalı. Demirtaş'ın okuduğum ikinci kitabı. Yakın zaman önce Seher' i okumuş ve çok beğenmiştim. Yazarın üç kitabı var ama ben nedense en çok Seher'i merak ediyor onu okumak istiyordum. Son anda kitapçının önerisi üzerine Leylan' ı da aldım ve iyi ki almışım. Leylan Diyarbakır kuçelerinde başlayıp Zürih'te son bulan roman içinde bir roman. Sıcacık ve samimi dili, akıcılığı ile kendini okutan, bana göre duyguları okuyucuya çok güzel bir şekilde geçiren, heyacanı hep diri tutan, bazen çok hüzünlendiren bazen gülümseten, bazen kahkaha attıran bir kitap. Bana göre henüz yazarlığının çok başında olan biri için oldukça usta bir kalem ki kitap boyunca 'Yok ya olamaz, mutlaka çok büyük bir destek almıştır, belki de bir kısmı başkası tarafından yazılmıştır' diye düşündüm. :) Peki ya kitabın başındaki "Başak'a ve onun buğdaylarına... Delal'e, Dılda'ya..." notuna ne demeli? :) Yüreğimi bıraktım:) Ayrıca Demirtaş'ın kalemini çok sevdiğim başka bir yazar olan Zülfü Livaneli'nin kalemine çok yakın buldum, zaman zaman O' nun kitaplarından birini okuyormuş gibi hissettim. Ve son olarak iyi ki yazmış Demirtaş ve mutlaka yazmaya devam etmeli... Herşeye rağmen, bütün fikir ayrılıklarına rağmen iyi ki kitaplar var, iyi ki... :)
Leylan
LeylanSelahattin Demirtaş · Dipnot Kitabevi · 20236,4bin okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle yazarın okuduğum ilk kitabı ve son olacak maalesef. Cemal Süreya'nın hayatına, yaşantısına dair az çok bilgim vardı ama yetersizdi ve daha çok okumam gerektiği kanısındayım. Bu kitaba da abimin kitaplığında denk geldim ve merak uyandırdı bir anda, alıp okumaya başladım. Evet ilk başta biraz hoşuma gitti ama okudukça kendi içimde yazara o kadar çok kızdım ki... Aslında bir biyografi kitabı ama dili, anlatımı ve içeriği oldukça uzak maalesef bu türe. Biyografi kitabı bilgi ağırlıklı olmalı ama burada yazar kendi düşüncelerine sıkça yer vermiş, yer yer dili fazlasıyla şiirsel kullanmış. Bunun dışında çok fazla tekrara düşmesi, 2-3 sayfa sonra aynı bilgileri tekrar okumak oldukça rahatsız edici oldu benim için. Kitapta özelikle yazarın kendi ağzından-kaleminden yazdığı Cemal'den Tomris'e, Tomris'ten Cemal'e mektuplar kısmı oldukça manasız geldi bana. Ne gerek vardı ki buna, yazar ne amaçla gerek duydu buna gerçekten merak ediyorum. İki muazzam şair için böyle basit bir dille mektup yazılmasını yakıştıramadım ben. Dil ve anlatımı ile özensiz kelimeleri ile hiçbir birşekilde bir his, bir etki uyandırmadı bende o cümleler ki; sonlara doğru bu mektup kısımlarını okumadan atladım. Vee en son Cemal 2017'de... Olmadı bence, bu da olmadı yani... Bu bölümde de sonlara doğru dayanamayıp birkaç sayfa okumadım. Yani sözün özü bu kitabı bitirdim ama sırf bitirmek için, yarıda kalmasın diye bitirdim. Bana göre vakit kaybı ve Cemal Süreya'yı bu kitapla okumaya başlamak büyük hata oldu.
Cemal Süreya "Aşk Günü Doğdu"
Cemal Süreya "Aşk Günü Doğdu"Nazan Arısoy · Gece Kitaplığı · 20171,148 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Sonunda bitti! Nasıl bitti ama... Kitapları yarıda bırakmak gibi bir adetim yoktur ancak bu kitabı daha önce okumak için elime almıştım ve sıkılınca, kafamı veremeyince belki de bir kenara koymuştum. Üzerinden aylar geçti ama etrafımda ısrarla oku, çok beğeneceksin diye diretenler olunca bir beklentiye kapılarak tekrar okumaya karar verdim. Beklentimi karşıladı mı peki? Hayır... Aslında İskender Pala genel olarak sevdiğim, kalemini beğendiğim bir yazardır. Ancak bu kitap o kadar yordu ve sıktı ki beni okuduğum süre boyunca, 'Ben gerçekten İskender Pala kitabını mı okuyurum' diye şüpheye düştüğüm zamanlar oldu. Yazarın belli bir çizgisi var ancak bu kitapta çizgisinin oldukça dışına çıkmış, farklı bir tarz yakalamaya çalışmış belli ki ama fikrimce çok da iyi olmamış. Elbette konusu güzel. Bilindiği üzre AbumRabum esasen Hz. İbrahimi konu alan, Japonya'da başlayıp Ortadoğu'ya uzanan bir hikayeyi barındırıyor. Ortadoğunun siyasi ve sosyal tarihine de değinen konu olarak geniş bir kitap. Ama yine beğenmediğim ve beni çok sıkan birşeyler oldu bu kitapta. Yazarın farklı bir tarz yakalamaya çalışması ve birçok yerde tekrara düşmesi( özelikle Ortadoğu ile alakalı mesajları) biraz karmaşa oluşturmuş bence. Genel olarak sevilen ve keyifle okunan bir kalemdir İskender Pala. Ve sanırım burada bu kitabı beğenmeyen tek kişi benim. Umarım linç edilmem. :)
Abum Rabum
Abum Rabumİskender Pala · Kapı Yayınları · 201810bin okunma