"-Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!
+Peki sen ne görüyorsun bakalım?
-İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Evet, Nastenka, insan yanılır ve gerçek, hakiki bir tutkunun onun ruhunu heyecanlandırdıgina inanır bilinçsizce , işe yaramaz hayallerinden canlı, ele gelir bir şeyler olduğuna inanır istemeden! Nasıl da yalan.
Yalnız kişi, derin bir kuyuya benzer. Kolaydır içine taş atmak; ama dibine inerse bu taş, söyleyin bana, kim çıkaracaktır onu tekrar dışarı?
Yalnız adamı kırmaktan sakının! Eğer kırdınızsa onu, o zaman öldürün de!
Böyle buyurdu Zerdüşt.
İhanete uğramış hissetti,ihanet bıçağının kendisine saplanışını hissetti.O anda içinde temiz kalan tek şey nefretiydi;içinde kalan en belirgin,en açık şey,kurşun rengi hayata doğru gürleyen,yükselen,alevlenen şiddetin saf akışıydı.
… Bu yüzden işte, dengeli insan bir tahtası eksik insan demektir. O normal denilen tahtası eksik olamayanlar, günün birinde birden patlayıp bombok olur, bir daha da onarılmazlar.