Muhammed U.
@Siyaasiyabend
Doğru ve yanlışın ötesinde bir yer var, seni orada bekleyeceğim..
Uluslararası İlişkiler
İstanbul
24 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Fakat hayat tecrübesi bana; kitaplarda, insanlarda, ayetlerde, rivayetlerde, eserlerde, fikirlerde ve daha çok toplumlarda ve tarihte, kısacası her yerde ''kayıpların'' ve ''sanıkların'' peşinden gitmem gerektiğini öğretmişti. Zira değerler genellikle az konuşulan, pek söz konusu edilmeyen şeylerde mevcuttu. Çünkü değerler ya gizlenir ya kötülenirdi.
Sayfa 177 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Yüzlerdeki nefret bu topraklarda süre gelen ve normal karşılanan bir şey sanki ve çok tanıdık. Bu rezalet Madımaktan, Maraştan kalma ve sihirli bir değnek olmadığı sürece yok olmayacak gibi. Bu insanlara sorsanız bayrağını, töresini ve vatanını en çok seven bunlardır. Fakat unuttukları şey şu, bir insanı sevmeyebilirsiniz, hatta nefret dahi edebilirsiniz ancak bu size gidip onu dövme ve öldürmeye çalışmak gibi bir hak vermez, veremez. Ayrıca günlük siyasetin dili ile hareket edip, algıya kapılmak bu güzelim memleketi cehenneme çevirir. Umarım bu utanç bir daha tekrarlamaz..
Okur Takip Önerileri
Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerede? - İsmet Özel Münacaat
“Gece yatağa aç girip sabah kılıcını kuşanmayan adama şaşarım.” Bu söz hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Neye kızdığınız adaletinizi, neye güldüğünüz ahlakınızı ve neye ağladığınız merhametinizi gösterir.
Hata yapmak fırsatını Adem'e veren sendin. Bilemedim, onun talihinden ne düştü bana.. İsmet Özel- Münacaat
“Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanını vermiyor''. Ahmet Hamdi Tanpınar
Nefret, bir araç olarak sizi bir yerlere getirebilir, taşıyabilir. Lakin, bir gün mutlaka yolda bırakır.
Fahişelik, sadece vücudunu satmak değildir. Fahişelik, aynı zaman da, gücün merkezi değiştikçe, günün adamı olup, fikrini satmaktır.
Saygı, bayağı duygulara karşı gelen bir ruh halidir. Bir insan hakkında korku ve imrenme duyguları duyabilirim ; yine de o insana karşı saygı duymam. Büyük dedikleri zorlu veya yüksek rütbeli bir adamın önünde belki varlığım eğilir, fakat ruhum eğilmez. Önlerinde başımızın zor yüzünden eğildiği insanlar vardır ki ruhumuz asla eğilmez. Bana üstün karakter sahini aşağı tabakadan, lakin temiz ruhlu bir insan karşısında ruhum eğilir: İşte saygı budur. Saygı yalnız beden hareketiyle veya sözle olmaz. O, insanın büyüklüğüne inanan kalbin hareketidir.
Sayfa 41 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
