Özellikle inandığımız ve düşündüğümüz her şey hayatımızda gerçekleşir, tıpkı hastalıkların iyileşmesi veya olağanüstü başarıların gerçekleşmesi gibi. İkna olduğumuz her şey bize ulaşır.
İstek duyduğumuz olaylara ulaşmayı amaçlıyorsak düşüncelerimizi, hislerimizi ve inançlarımızı gözlemlemeye ve kontrol etmeye başlamalıyız, çünkü düşündüğümüz veya hissettiğimiz her şey bir rezonans alanı yaratır.
Bir insan güzellik karşısında duygulanmazsa, gözlerini kapatıp hayal gücünün çarklarını döndürmezse, soru soramazsa, cehaletinin sınırlarını kavrayamazsa bir kadın ya da erkek olabilir ancak insan değildir; onu somondan, zebradan ya da misk öküzünden ayırt eden bir şey yoktur.
Bir yerlerde bekleyeninin olması, gece dağ başında yakılan bir kibrit gibiydi. Belki bütün karanlığı aydınlatmıyordu ama eve dönüş yolunu gösteriyordu.