"Kant’ın evrensel ahlâk düsturlarına mutlak itaat için yakarışını, Stirner bireyselliğin olası en kötü yadsınması olarak görür. Stirner’e göre birey bir zirvedir, ve herkes adına evrensel biçimde uygulandığı veya söylendiği iddia edilen her şey, bireyin biricikliğinin ve farklılığının silinmesi demektiir.
Bireyin bu soyut ideallerle, kendi yaratımı olmadığı halde ona dayatılan, onu olanaksız ahlâk ve akıl standartlarıyla yüz yüze bırakan bu hayaletlerle başı beladadır. Üstelik, göreceğimiz gibi, Stirner’e göre birey durağan, sabit bir kimlik ya da öz değildir -bu olsa olsa onu ezmek isteyen, tıpkı hayaletler kadar ideolojik bir soyutlamadır. Buna karşın, bireysellik burada Foucault’nunkilere benzer terimler içinde -radikal bir olumsal öznellik biçimi ollarak, özcülüğün sınırlarıyla mücadele etmek ve onu sorunlaştırmak üzere bağlanılan açık bir strateji olarak- görülebilir."
SAUL NEWMAN: : Stirner ve Foucault Post--Kantçı bir özgürlüğe doğru