Tarihte iz bırakmış firavunların, tiranların, diktatörlerin tarihini incelediğimizde, karşımıza çok somut, çok yalın bir gerçek çıkıyor; Güç insanoğlunun, "gücün olduğunu sandığı yerdedir" Tiranlar, diktatörler, despotlar güçlerini, isnanların gücün onlarda olduğu yanılsamasından almaktadır. İnsanoğlunun bugün kollektif davrandığı tek şey, gücün küresel kapitalist merkezlerde olduğu ve yarı Tanrı konumundaki finans baronlarının yenilmezliği yanılsamasıdır.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Rıfat Ilgaz okumaktan çok keyif alıyorum. O kadar sade anlatıyor ki olayları, o kadar dupduru anlatıyor ki...Okuruna "bu olay üzücü bir olay üzülmelisin!" "bu olay komik gülmelisin!" demiyor. Okur kendisi hissediyor, o sadeliğin içinde o iç burkan olayı da gülmekten kırıp geçiren olayı da kendisi
Ayıların safra kesesindeki su, mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Bunu ilk keşfeden Çinliler (gene bunlar evet) ayı çiftlikleri kurdular. Burada ayılar ayakta bile duramayacakları kafeslere sokulur, midesi delinip metal bir çubuk sokularak safra suyu alınır. Bu işlemler sırasında ayı canlıdır ve acılar içinde ölür. Çinden yavaş yavaş tüm dünyaya yayılan bu olay yüzünden ayı nüfüsu ciddi şekilde azalır.
Halbuki bu mide rahatsızlıklarının bitkisel çözümü de vardır, üretimi gayet de basittir, hal böyle olunca hayvansever aktivistlerin baskılarıyla bu ayı katliamı yasaklanır. Fakat bu seferde bunun ticaretini yapmak isteyen illegal yapılar türer. Ayıyı yakalamak için yakalama kafesine bal konulur, yemek için koşa koşa gelen ayı hapsedilir ve ölene kadar istismar edilir. Ülkemizde de gerizekalı doktorun teki bunu önermişti, linç ettiler adamı, beter olsun
Not: detayları okudugum
Tükeniş Kulübü kitabında yazıyor, bende buradan haberdar oldum