Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ansızın Okur

Ansızın Okur
@Tanugur57
Tarih Öğretmeni
Yüksek Lisans
İstanbul
Sinop, 5 Nisan 1993
242 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Biraz uzun ama :)
Kitap İngiltere’nin küçük bir madenci kasabasında yaşayan Billy Casper’in hayatının anlatımı aslında. Babasının yıllar önce terk ettiği evde anne ile abisi ile hayatını sürdürmekte ancak annesinin alakasız davranması ve abisinin zorbalıkları yaşamını sürdürmesi gereken bir hayatı vardır aslında. Gittiği okulunun da sunduğu yaşam pek parlak
Kerkenez
KerkenezBarry Hines · Yapı Kredi Yayınları · 202364 okunma
Reklam
60 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Kitap Zola’nın uzun bir öyküsü, hem de gerçek hayattan. Zola’nın her kitabında olduğu gibi natüralist anlatımını bu öyküsünde de hissediyoruz satırları okurken. 1875 yılında Garonne nehri taşmış, sel sonucu yüzlerce kişi hayatını kaybetmiştir. Öykümüzün kahramanı Büyükbaba Louis Rouben ve ailesinin başından geçenler bu sel felaketi çevresinde anlatılmış, ancak oldukça hüzünlü bir şekilde :( Okuyun okuturun, zaten bir günde okursunuz :)
Sel
SelEmile Zola · Fabula Kitap · 2015523 okunma
323 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Kitap on altı öyküden oluşmakta. Mekan ise yazarımızın her eserinde ustalıkla işlediği ait olduğu topraklar. On altı öykünün ana tema benzer Çarlık Rusyası’ndan Sovyet Rusya’ya geçişin ilk yılları ve Don Kazakları’nın yeni kurulan sistemi içselleştirme zamanları. Bu nedenle aynı milletin insanlarını birbirine karşı karşıya getiren bir süreç. Ama öykülerden bazılarını öyle güzel anlatmış ki, sanki o dönem içerisine yolculuk gibi. Bazen bir öykünün bitimi o kadar sarsıcı, bazen ise yazar bir son belirtmeden bitirmiş öyküsünü. Ama bu anlattıklarının güzelliğini kaybettirmemiş. Okuyun okutturun!
Don Hikayeleri
Don HikayeleriMihail Şolohov · Sabah Gazetesi Yayınları · 1989367 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
421 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Sovyet Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Simonov eserlerinde İkinci Dünya Savaşı’nda cephede ve cephe gerisinde olanları ustalıkla anlatan bir yazar olarak görülmekte. İlk okuduğum eseri olan “Gündüzler ve Geceler” ile öyle etkiledi ki, hemen üç kitabını yine sipariş ettim Nadir’deki sahafın birinden. Kitabın mekanı II. Dünya Savaşı’nın en şiddetli savaşlarının gerçekleştiği yerlerden biri olan Stalingrad. Yazarımız savaş boyunca muhabir olarak görev yaptığı için savaşı oldukça canlı bir biçimde anlatmış, savaşın her anını bir film gibi gözler önüne sermeye başarmış. Kitabın ana karakteri olan Saburov ve etrafında gelişen olaylar kitabın konusunu oluşturmuş ve savaş içinde insanlar arasındaki ilişkileri güzelce anlatmış yazar. Ayrıca aşk gibi bir duygunun savaş içerisinde dahi olabileceğini yazmış ve bu aşkı oldukça güzel biçimde kaleme almış. Özellikle Saburov’un yakın arkadaşı Maslennikov’un ölümü ise en duygulandıran kısım oldu. Kitap oldukça akıcı, okuyunuz öneririm efendim :)
Gündüzler ve Geceler
Gündüzler ve GecelerKonstantin Simonov · Engin Yayıncılık · 2001102 okunma
124 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Doppler hakkında aslında sayfalarca yazılabilir… Uzun zaman sonra ilk defa bir kitabın her sayfasını çevirirken, aklım önceki sayfaların cümlelerini tekrar okumak isteğinde oldu. Kitabın anlatımı oldukça yalın, anlatılanlar ise oldukça ilginç ama bir o kadar düşündürücü… Kitabın konusu kahramanımız Doppler’in ormanda başına gelen bir bisiklet kazası sonucu değişen hayatı. Peki ne değişiyor? kaza sonrası ormanın dingin sesini hisseden Doppler var olan hayatında önemli bir değişimi gerçekleştiriyor. Öncelikle kazayı yaptığı ormanda yaşamaya başlıyor. Başarılı bir aile babası olan Doppler artık, fikirsel anlamda da dönüşümler yaşıyor. Yaşamında süregelen ve olağan bir şekilde yaptığı eylemleri sorguluyor. Mesela tv izlemek gibi. Zaman zaman paranın ortadan kalkmasının insanlığın kurtuluşunun takas usulünde olduğunu belirtiyor,Ormanda yaşamaya bağlı olarak insanlardan da uzaklaşmaya başlıyor ve diğer insanları sevmediği konusunda cümleler kullanıyor. Zaman zaman da küçüklüğünden itibaren babasız büyümesinin eksikliğini vurgulamakta. Tabi kitapta ormanda bir geyik ile kurduğu dostluk insanın içini ısıtıyor, zaman zaman kendini anlaması için uğraşıyor geyiğin ama tabi başarısız oluyor. Daha fazlası spoil olur diye anlatmamak en iyisi. Kısacası kendisini yaşadığı toplumdan soyutlayan bir adamın anlatısı bu. Bu anlatı ki hayatımızda olağan bir şekilde gerçekleşen eylemlere dahi başka bir gözle bakmamızı sağlıyor… Okuyun, okutturun!
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,5bin okunma
Reklam
313 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
“Köken” Balkan kökenli bir yazardan okuduğum ilk kitap. Öncelikle dili oldukça hoşuma gitti ama anlatım tarzı yer yer zorlayıcıydı. Çünkü zaman olarak anın ve geçmişin bir arada olduğu metindi. Kitabın konusunu aslında kitabımızın yazarının kendi yaşamı oluşturmakta. Peki kitabımızın yazarı niçin bir kitap olarak kaleme alınabilir. Çünkü
Köken
KökenSasa Stanisic · İletişim Yayınları · 2021128 okunma
324 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Kaplanın Sırtında Zülfü Livaneli’den okuduğum ilk kitap oldu. Aynı zamanda Storytel’den de dinlediğim ilk kitap. Alıntı paylaşmadığım bir kaç kitaptan biri. Öncelikle kitabın dilini beğendim. Oldukça başarılı bir akıcılık içinde kurgulanmış. Gelelim konusuna kitap II. Abdulhamid’in bir anlatısı. Ama anlatıda tahtta indirildikten sonraki yaşamı anlatılmış. Kitapta özellikle tahttan indirildikten sonraki özel doktorunun tutmuş olduğu notlardan faydalanıldığı görülmekte. Yine de tabi ki bunun dışında da pek çok kaynaktan yararlanıldığı oldukça açık. Kitap II. Abdulhamid’i anlatmak konusunda başarılı olsa da, eleştirilecek noktalar mevcut. Aydınlarımızın son dönemde Osmanlı azınlıklarına yapılanları realiteden çıkarak ele almaları bir moda. Elbette yapılanlar var ama, bunları tek yönlü ele almak ne derece doğru? İşte bu kitapta da bunu görmekteyiz. (Bknz Ermeni Bahsi). Bir de her padişah anlatılarında aşkları, eşleri bu kadar geniş ele alınması da halkımızın magazini sevmesinden ötürü herhalde. Yine de pek çok konuda II. Abdulhamid’in güzel tasvir edildiğini söylemek mümkün. Özellikle Abdulaziz’in Avrupa gezisinin anlatıldığı sayfaları okumak oldukça güzeldi. Kurgu olarak başarılı bir anlatım diyorum okumanızı öneriyorum, bir Tarih öğretmeni olarak da II. Abdulhamid’i tek taraflı okumayın diyorum :)
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,8bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Jack London tüm eserleri okunası bir yazardır!
Hayatında yaşamış olduğu her dönemi ustalıkla betimleyen bir yazardır Jack London. Daha küçük yaşlarda çalışma hayatının evrelerinden olan İstiridye korsancılığının hikayesidir bu kitap. Kitabın ana karakteri olan Joe ise içinde bulunduğu hayattan memnun değildir. Kendisinden her daim çalışkan kardeşi Bessie, kendisinden beklentiler içinde olan babasından dolayı hayal kırıklığı içerisindedir. Bir gün babasının okuldaki başarısızlıkları üzerine konuşması üzerine istediği özgürlüğü elde etmek için evden kaçarak denizcilerle çalışmaya başlar, ne var ki istediği özgür hayatı denizcilikte de bulamaz. Özellikle çalışmaya başladığı işte onun sahip olduğu değer yargılarına ters durumlar olduğunu fark eder. Ancak gemide bir dostu olması ile hayatı değişir. Frisco Kid olarak adlandırılan bu çocuğun hayat hikayesi ona oldukça dokunur, karadaki hayattan oldukça çekinen bu dostuna da yardım etmesi gerektiğini düşünür ve bu yardımının arkadaşı tarafından kabul edilmesi ile kahramanlarımızın karşısına yeni maceralar çıkar, sonunda iki dostun da mutlu olacağı bir hayat ile kitap biter. Kitabın eksisi; çok sayıda gemicilik ile alakalı terim içermesi
İstiridye Korsanları
İstiridye KorsanlarıJack London · Yordam Edebiyat · 20192,552 okunma
211 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Spoil İçerir.! Kitap Michael K nın yaşamının ilk anında gerek fiziksel gerekse aile anlamında talihsiz olduğu yönünde anlatı ile başlıyor. Michael artık yetişkin bir hayata eriştiğinde ise ülkesinde bir iç savaş ortaya çıkar. İç savaş ile annesini kendi memleketine götürmeye karar verir. İç isyan ile beraber bir ülkenin kendi insanına yapmış olduğu uygulamalar canlı bir şekilde görülür, kimlik kontrolleri, izin belgeleri, kamplar, kampların kendi içerisinde sınıflandırılması gibi. Zira annesinin ölümünden önce K sürekli kontrollerden kaçmakta ölümünden sonra ise iki defa götürüldüğü kamplar anlatılmakta. Kamplarda insanların yaşamlarını da görürüz zaman zaman. Michael K annesinin ölümü ile topluma karşı bir yabancılaşma ve kayıtsız olma durumu başlar. Bu duruş aslında onun bir yerde iç savaşa ve yapılan uygulamalara duruşudur. Herkesin yemek gibi fizyolojik ihtiyaçları karşılama noktasında zorlandığı dönemde o ihtiyaca karşı bile tepki koymuş gibidir. Michael iki kere götürüldüğü kampa alışamaz ve kendini özgür hissettiği doğaya kaçarak tekrar kendini bulmak ister. Michael K bir yabancılaşma ve kayıtsızlık içerisinde olsa da zaman zaman evrensel mesajlar da verir: “Yetişen her şey hepimizindir. Hepimiz toprağın çocuklarıyız.” Kitabın en etkileyici kısımları doktorun mektubu.. Mektupta doktor onun ilgisizliğine ve yabancılaşmasına hayranlık duyduğunu yer yer de kendisinin onun kadar bu iç savaşa karşı durmayı yapamadığını belirtir. Kitabın sonunda ise Michael’in diğer insanlar gibi ihtiyaçlarını karşılamaya başladığını görürüz, acaba devamında da önceki yaşamına mı yabancılaşacaktı kim bilir…
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı DönemJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2018317 okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Vedat Türkali ile tanışma kitabı… Okumakta yer yer zorlansam da, son derece muhteşem bir eser. Kitabın zamanları 1980 darbesinin ayak seslerinin hissedildiği yıllar.. Ülkede korkunç cinayetler, patlamalar her gün. Kitabımızın kahramanları ise Bodrum’dan. Ülkenin içinde bulunduğu durumu uzaktan izlemeyi tercih edenler. Ama yine de olaylardan bağımsız olmak güç. Kimi zaman içlerinden biri alınıp götürülüyor, kimi zaman bir tanıdıkları ölüyor. Buna rağmen ülkenin sözde aydınları olan avukatı, doktoru, öğretmeni, yapı zenginleri olayların üzerinde durmadan umarsızca yaşıyor hayatını. Bir yandan da güzelim Bodrum’un hızla talan edildiği yılları görüyoruz bu hayat içerisinde. Kitabın ana kahramanları ise Muhtar lakaplı bir avukat ve kızı Nergis. Vedat Türkali zihin içerisinde ki hesaplaşmalarla kahramanları ve etrafındaki olanları anlatıyor. Bir yandan ülkenin durumuna sürekli dem vuruyor. Her gün yüzlerce insanın öldüğü bir ülkede ölümlerin sadece gazetelerde iki satır ile yazıldığını söylüyor. Kimi zaman zaman denizde, kimi zaman bir teknede, kimi zaman içki masasında oluyorsun tabi mekan Bodrum olunca… Okuyunuz :)
Mavi Karanlık
Mavi KaranlıkVedat Türkali · Öteki Yayınevi · 19951,342 okunma
Reklam
174 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Afro-Amerikan Edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Toni Morison Nobel Edebiyat ödülü alan ilk siyahi kadın yazar. Bu açıdan grup olarak okuduğumuz kitabı oldukça merak ederek elime aldım. Ancak beklediğimin bir tık altında kaldı diyebilirim. Kitabı okumanın en büyük zorluğu zaman ve mekan noktasında bir sürerliliğin olmaması. Bazen okuduğunu anlamama hissiyatına kapılabiliyorsun. Yine de okuduğuma memnunum. Yazar kitapta 1600’lü yıllarda Avrupalılar’ın yani beyazların Amerika’da kurmuş olduğu köleleştirme sisteminden hareketle beyazların Afrika’dan kıtaya getirdiği siyahilere bakışından, onlara karşı acımasız kurallardan ve dönem içerisinde bölgede hüküm süren farklı mezhepteki kiliselerin siyahilere bakışı gibi konular çerçevesinde dönem toplumunu metin içerisinde okuyucuya vermiş, özellikle kitabın kahramanı olan 4 kadının yaşamları üzerinden ise bunu oldukça güzel anlatmıştır. Ayrıca dönem içerisinde siyah olsun beyaz olsun kadının konumunun açıkça aşağıda olduğunu çarpıcı bir şekilde göstermekte. Okuyunuz ama ısrar etmiyorum :)
Merhamet
MerhametToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2015444 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Sudanlı yazar Tayeb Salih’in en önemli eserlerinden biri olan “Kuzeye Göç Mevsimi” Sudan’ın yakın tarihini görmek açısından muazzam bir eser. Eserin anlatıcısı yedi yıl Avrupa’da eğitim görüp Sudan’a geri dönen biri. Anlatıcının ağzından Sudan’ın küçük bir köyündeki basit yaşantıyı görsek de, özellikle kitabın konusunun önemli bir kısmını oluşturan Mustafa Said adlı karakterin hayatını okuyoruz. Bu okuma sırasında Sudan halkının sömürgecilere (kendi ülkelerini sömüren Ingilizler’e) bakış açısını, insanların bir Müslüman ülke olan Sudan’da din ile yaşam tarzı arasındaki zıtlıkları, gelenek ile değişimin yaşamları arasında kalmış davranışlarını, zaman zaman da insanların kendi ülkelerinin durumlarını ve politikacılarını eleştirdiklerini görmekteyiz. Kısacası kitap Sudan’ın bağımsızlık sonrası dönemi toplumunun panoraması. Kitap ile ilgili tek eleştirim olaylar arasında geçişlerde biraz kopukluk hiss uyandırması. Yine de okuyun! Eminim seveceksiniz.
Kuzeye Göç Mevsimi
Kuzeye Göç MevsimiTayyib Sâlih · Ayrıntı Yayınları · 2016382 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kitabın geçtiği mekan Kafkasya’nın küçük bir sahil beldesi. Kitabın kahramanları memur, askeri doktor, zoolog, diyakoz, polis memuru. kocasını bırakıp sevdiği adamla (memurla) kaçan kadın. Kitabın karakterleri kendi içerisinde bir benzerlik arzetmese de, mekan ve zaman bağlamında bir bütünlük arzetmekte. Kitabın konusu ise memur ile kendisine kaçan kadın arasındaki duygusal dönüşümlerden, memur ve zoolog arasındaki düşünce farklılıklarından düşmanlığa varan anlaşmazlık, ve bu anlaşmazlığın neticesi olarak ortaya çıkan ve kitaba adını veren “düello”. Kitabın konusu okuyanı tam tatmin etse de, metin içerisindeki toplumsal, felsefi ve bilimsel tartışmalar göze çarpıyor. Tabi ki bu tartışmalar genel olarak kitabın kahramanı zoolog tarafından dillendirilmekte, Toplumun devamı için toplum içerisindeki zayıf karakterli, sorumsuz kişilerin tamamen yok edilmesi ile sevgiyi güçlünün zayıf alt etmesinde gören karakterimizin dönemin Darwinist fikirlerinden etkilendiği anlaşılmaktadır. Bir tartışmada da beşeri bilimlerin matematiksel bilimlerle kesişip onlarla yan yana ilerlemesi durumunda insan düşüncesinin yeterli bir düzeye ulaşacağını söylediğini görürüz. Burada A. Comte’nin Pozitivist fikirlerinden etkilendiğini görmekteyiz. Tabi burada tartışmalar içerisinde bulunan Diyakoz ise dönemin Ortodoksi düşünceli aydınını temsil etmekte ve bu konuları daha çok kendi inancı çevresinde yorumlamakta. Kitap, eğitim görmüş Rus insanlarının toplum içerisindeki hayatlarını ve düşünce yapılarını gösterir nitelikte. Okuyun! ( Şiddetle tavsiye edilmemektedir )
Düello
DüelloAnton Çehov · Yordam Kitap Yayınları · 2020674 okunma
335 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İlber Ortaylı’nın erken dönem eserlerinden biri ama bir o kadar da en güzel eseri diyebiliriz İmparatorluğun en uzun yüz yılı için. Kitap Osmanlı devletinin üzerinde oldukça durulmamış olan 19. Yüzyıl Tanzimat’ının anlatımını içeriyor. İlk olarak Tanzimat Fermanı’nı hazırlayan olaylara değinen kitap daha sonra Tanzimat Fermanı ile Osmanlı ülkesindeki askeri, siyasi, sosyal, kültürel her değişimi ustalıkla irdeliyor. Bu değişimleri farklı milletlerle de karşılaştırmalara da başvurmakla birlikte, konu hakkındaki peşin hükümleri de kanıtları ile eleştiriyor. Sonuç kısmında ise meşrûtiyete giden süreci oldukça yalın bir şekilde özetleyen yazar kitabını “Tanzimat devri tarihi her şeye rağmen önemli bir dünya parçasının, bir geniş coğrafya üzerindeki kavimlerin tarihidir; kapanmış bir bilinç değildir, dramatik gelişmelerle halen yaşayan tarihtir” diyerek kitabı bitiriyor. Okuyun okutturun ama kaçınız tarihi severek okur, bu sizin takdirinize kalmış :)
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,421 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Jack London’un kısa romanlarından biri daha. Her bulunduğu ortamı oldukça güzel betimleyen yazar, bu kitabında da bir boksörün boks sevgisini ve maçını oldukça güzel betimlemeyi başarmış. Kitabın konusu gelirsek: Joe ve Genevieve birbirlerine aşık, işçi sınıfından insanlardır. Joe işten arta kalan zamanlarda tanınmış bir boksördür. Ancak Genevieve bu işi yapmama konusunda kendisinden söz alır. Joe ise son bir maça çıkıp, evlenmeleri için gerekli parayı kazanacağını söyler. Son maçını sevgilisinin de izlemesini isteyen Joe’yu ve Genevieve’yi hüzünlü son beklemektedir. Okuyun, Okutturun!
Oyun
OyunJack London · Yordam Edebiyat · 20191,326 okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.