Yılanlar sardı mihrabı...
Okur Takip Önerileri
Orta Çağ Notları...
"Artık putperestlik inancı için kullanılmayan o görkemli yapılar bağnazlığın yıkıcı ellerinden kurtarılabilirdi..."
Roma tarihi
Putperestlerin hepsi, imparatorluğu acılara boğan ve tehdit eden kötülüklerin Constantinus'un getirdiği dinden geldiğine inanıyorlardı.
Sayfa 16Kitabı okudu
Molay'ın Ölümü
"Şehrin tam ortasına bir idam alanı hazırlanmıştı. Bu alan öyle bir dizayn edilmişti ki; odun birikintileri âdeta İsa’nın çarmıha gerildiği Golgota’daki üç tahta haçın bir benzeriydi. Fransızlar sanki 1300 yıllık bir suçun cezasını keseceklerdi."
Sayfa 224 - Selymbralı Niko
Kılıç ve Onur'dan...
Küçüklükten beri yan yana omuz omuza yiyen, içen, uyuyan, savaşan ve dahi ölen bu adamlar; birlik içindeyken ne denli kuvvetliyseler yalnız kaldıklarında da o denli zayıf düşebiliyorlardı. Her düşen çeri bir diğerinin kolunu ya da bacağını
yitirmesine neden oluyor, düşenin yerini alan bir diğeri anında bu eksikliği tamamlıyordu.
Sayfa 78
Dune
"Ben Tanrı'nın görülmesi gereken kadarıyım. Ben mucizeye dönüşmüş sözüm."
Sayfa 409 - Lord LetoKitabı okudu
Kılıç ve Onur'dan
“Ya evlat, gör bak hayat neler ile sınav eder insanoğlunu…
Hiç akla gelir mi, canından kanından olan öz kardeşini ellerinle gözünü kırpmadan katledesin… İnsanoğlu böyledir işte, çiğ süt emmiştir. Kimi gün senin yüzüne güler, kimi gün ise en kadim düşmanıdır aldığın nefesin ki senin haberin dahi yok, o yüzden sen sen ol, ne kardeş ne de dost deyip kendini sebepsiz ateşe atmayasın evlat.”
Sayfa 102 - Selymbralı Niko
Kılıç ve Onur
"Doğanın yazılmamış kanunları izin verse belki de tüm haşeratı, tüm mahlukatı; hatta belki de günahın ve ihanetin içerisinde saplanmış olan bütün insanlığı bir anda buharlaştırıp, hiç var olmamışçasına tüm hayat emarelerini
silecek ve bunu yaptıktan sonra, olup bitenin kudreti nazarında bir an dahi düşündürmeyecek bir kızıllık ve de
kızgınlıkla yükselen güneşin altında saatlerdir yürüyordu."
Sayfa 178 - Selymbralı Niko
Kılıç ve Onur
"Alevlerin, her yanı keskin bir hançere dönüşmüş yalazları; derilerini lime lime
doğramaya başladığında ise son bir umutla, böyle zamanlarda maalesef en son yanıp âdeta celladın ve de ateşin en
büyük yardımcısı olan iplerin sıkı sıkı kavradığı kafalarını biraz dahi olsa yukarı kaldırarak, belki bir saniye bir an daha fazla yaşamak için çabalıyorlardı."
Sayfa 266 - Selymbralı Niko
Kılıç ve Onur
"Konuşulmayanın bilinmeyeceği, bilinmeyenin de gerçekleşmeyeceği umudu ile birbirlerini çaresizce kandırıyorlardı."
Sayfa 66 - Selymbralı Niko