Yani böyle... Ne biliyim. Fırtınanın ortasındasın. Kaça- bileceğin tek yer yangın. Yangından yanmamak için fırtınada dikilmeye çalışıyorsun. Ama istesen de istemesen de yangına çekiliyorsun. Yanmak istemiyorsun. Ama karşıda koymuyor. sun. Fırtına benim hayatım, acısıyla tatlısıyla nefret ettiğim ve sevdiğimle hayatım. Yangınsa o. Fırtınada dayanmak da zor, ha- yatta dikilmek de. Ama yangında yanmak kadar korkutmuyor seni. Geçen her saniyede yangına yaklaşıyorsun. Artık korku yerine heyecan vermeye başlıyor. Mutluluk, özlem, değer his- sediyorsun yangında. Sıcaklığı kavuruyor ama verdiği his buz gibi. Alışıyorsun ve kaçamayacağın boyuta geliyor. Senin em- rinde kalan tek şey kabullenmek ve reddetmek oluyor. Diğer her şey hissettiklerin ve davranışların da dahil o yangının emrinde oluyor. Ve ben sanırım kabullenmeyi seçiyorum. Gerçi seçmem neyi değiştirecekse..."
Biliyorum ki ömrü boyunca her insan bir defalığına da olsa delirecektir. Bu delilik, az ya da çok olsa, kısa ya da uzun sürse de kaçınılmaz bir sondur.