Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yücel Akçelik

Köyün yarısı ağıl, ahır; yarısı ev. Kadınlar belleri kuşaklı, etekleri yerleri süpürüyor, yoksulluğun ve bilmezliğin ağırlığıyla çirkinleşip gitmişlerdi.
Sayfa 9 - LiteratürKitabı okuyor
Reklam
GİRİŞ CÜMLESİ; “Başkent, bir yanda gökdelenleri, bir yanda gecekondularıyla zor bela, bir gecenin içinden sıyrılmaya çalışıyordu.”
Sayfa 1 - LiteratürKitabı okuyor
“Bu kahve sade mi?” dedi, “Bana biraz acı geldi de” “Kasvettendir.” dedim.
Sayfa 108 - CanKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Suzan “Aşk acı sevmeye benziyor “ demişti. “Yakıyor” biliyorsun, ama yine de gidip âşık oluyorsun.
Sayfa 29 - CanKitabı okudu
Uyuklamak parça parça ölmek, uyumaksa yekpare ölüm.
Sayfa 14 - CanKitabı okudu
Reklam
Bir kadın birdenbire günlük tutmaya başlamışsa, ya aşık olmuştur ya terkedilmiştir.
Sayfa 9 - CanKitabı okudu
Ama annenin ölümü alışılması en zor şeylerden biri olmalı. Bizi taşıyan kabın devrilmesi gibi bir şey bu.
Sayfa 81 - İletişimKitabı okudu
Dallarına konan kargalar arabaların üzerine pisliyor diye apartman yönetimince hunharca budanmış bir ceviz ağacının yapraksız, dalsız gariban gövdesine bakan, yata yata ortası çökmüş leş bir koltuğun üzerinde getirmiştim koca yazı.
Sayfa 13 - İletişimKitabı okudu
Gittikçe rengini yitiren dünyaya inat, ne olursa olsun insana güzel şeyler düşündüren ışıklı bir bahar günü gibi geziyordu aramızda.
Sayfa 8 - İletişimKitabı okudu
İyilik, yolda bulunan, gökten düşen bir şey değildir, insan insandan göre göre öğrenir iyiliği.
Sayfa 71 - KetebeKitabı okudu
Reklam
Yeryüzünde yalnız iyilikler kalır, bundan ötesi unutulur gider.
Sayfa 70 - KetebeKitabı okudu
Barış’ı tanıdığım yerde ne çiçekler vardı, “Ne de başı bulutlarda bir çınar.” O gevrek sesiyle simitçi bile giremezdi oraya. Taş avluya kuşlar konardı bazen.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Konstantiniyye ile ilgili en şaşırtıcı şeylerden biri de tarihinde çok sayıda ölü olmasına rağmen şehrin eşi benzeri görülmemiş canlılığıdır.
Sayfa 16 - Ark KitapKitabı okudu
İlk bakışta 5-A sınıfımızda küçük bir iç savaş yaşanıyor gibi görünse de beden eğitimi dersi başladığında her şey ikinci plana atılırdı. Sırplar, Hırvatlar, Müslümanlar, Slovenler ve babasının ismini söyleyemeyenler hep birlikte spor salonuna futbol oynamaya koşardık. Artık orada kimin ne olduğunun bir önemi yoktu. Sahada Sırplar hücumcuydu, Hırvatlar sol bek, Müslümanlar kaleci, babalarının isimlerini açıklayamayanlar ise kalorifer petekleriydi, çünkü yedek sandalyelerini ısıtıyorlardı.
Sayfa 144 - KutuKitabı okudu
Yugoslavlar sanki hiç var olmamış gibi bir gecede ortadan kayboldular.
Sayfa 80 - KutuKitabı okudu
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.