Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

AB

AB
@Tremors
*Kanal ve sayfalara abone olmuyorum.
Sabitlenmiş gönderi
Demem o ki...
Kur'an'ı Kerîm'de okudum, okuyorum da. Roman, hikaye de okurum, belirli aralıklarla. İlmihal, hadis kitapları karıştırırım sık sık. Şiir ile aram eskisi gibi olmasa da kopmuş değil. İslam büyüklerinin kitapları, menkıbeler, akaid kitapları da okurum. Yer yer siyasi, biyografi tarihi kitaplar da okurum. Kısacası aklımın yettiği her türü okurum. Ne mübarek Mushaf-ı Şerif'i okudum diye çok dindar oldum, ne Nazım'ı, Dostoyevski'yi okudum diye komünist. Tarih kitapları okudum diye tarihçi kesilmedim milletin başına, siyasi kitaplarda okuma yapmak için illa kendi "görüşüm olsun" demedim. Okuduğum bütün kitapları laf olsun, torba dolsun diye okumadım. Kapağı kapatınca düşündüm hep. Bana yararını, kattıklarını düşündüm. Hala bu minvalde okurum. Belki az, ama öz. Demem o ki, aklı kıt olan insan okuduğun kitaptan bile yaftalar seni. Onun fikri sabittir, değişmez. Dini paylaşım yaparsın, yargılar. Roman-hikaye-şiir paylaşırsın, önceki paylaştıklarına laf eder. Ne yapsan memnun olmaz, olmayacaktır da. Gelişime, değişim ve dönüşüme, kısacası hakikate kör ve sağırdır. Siz her türden bol bol okuyun. Okuduğunuzu anlama yolunu tutun. Araştırın. Fikri sabit, görüşü sabit olmayın. Gelişim böyle başlar ve sürer.
Reklam
.. Bu anlamda bir kuşun avladığı böceği yuvaya taşıması zikir, tesbih, din, çalışma ve hayattır. Mahlukat âleminde de tıpkı bunun gibi hayatın kendisi din ve çalışmadır. Herkes kendisine verilen mesuliyetin gereklerine uygun şekilde çalışarak tesbih eder, teslim olur; bu amaca dayalı olarak hayat bulur.
Sayfa 131 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
AB tekrar paylaştı.
TARİHTE BUGÜN:
Doğu'nun ve Batı'nın hükümdarı, çağ açıp çağ kapamış şanlı hakan, Peygamber övgüsüne mazhar olmuş yüce Türk komutan Fatih Sultan Mehmet Han vefat etti. (3 Mayıs 1481) Saygı ve Rahmetle🇹🇷🇹🇷🇹🇷

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
AB tekrar paylaştı.
"Türkçülük, utanılacak bir şey değildir. Başka milletleri küçümseme, onları ötekileştirme de değildir. 3 Mayıs Türkçülük günü, Türk milletinin boğazına ilmik geçirmeye çalışanlara karşı baş kaldıranların günüdür. 'Ne mutlu Türk’üm diyene!' diyenlerin günüdür."
Birey, çalışmanın dışında eylemlerle kendini dindar kılamaz. Yani, yeryüzünün imarına yönelmemiş, Allah'ın mahlukatının rızklarını sahiplerine ulaştırmaya teksif olmamış insanların bireysel yahut toplumsal olarak "dinî kurtuluş"larını sağlamak adına İslam'ın menasiklerini yerine getirmeye yönelik "kapanışları" dindarlık sayılamaz. Bilakis bunlar dindışı olanı simgeler. Bu anlamda çalışma, dini varoluşun, ibadetin, hayatın kendisidir.
Sayfa 130 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Reklam
... Nitekim önceki kültürümüzde dilencilik, mahalleli için utanılacak bir ayıp iken modern yaşam tarzı 'dilencilik benzeri' bir yığın yaşama uğraşını meşru kılmış görünmektedir: Çöp toplayıcılık, dolmuş ve ticari oto değnekçiliği, yol kenarı otopark denetçiliği, her türlü beyanname doldurucuları, kavşaklarda otomobil camı temizleyiciler, teraziciler (kilo tartanlar) vb. Ayrıca 'meslekî kaygı gütmeden sokaklarda yaşayan evsizler (homeless) de modern toplumun ürünü bir marjinalliktir.
Sayfa 128 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
İslâm mimarisinde merkeze oturan mescide yaslanan evler ve ev mahremiyetleri "işin", içtimaî hayatın âleti olarak tanımlanmasını gerektiriyordu. Kapitalizm gelişirken, işyerlerini mahalle aralarına taşıyarak toplumu dağıtmış, tüketimi kitleselleştirmişti. Sanayi ötesi toplumda artık "işin" evi işgal etmek üzere dayatmalarla geldiğini görüyoruz. Elektronik ev ile beraber "ev" tükenmiş ve insanların hepsi "dışarıda" yani işliklerde yaşamak zorunda bırakılmış olacaktır. Elektronik ev, kapitalizmin insan tektipleştirme arayışının bir izleğidir.
Sayfa 127 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Sanayi toplumu tasarımı gelişmiş ülkelerde sorgulanmaktadır. Buna karşın azgelişmiş toplumların aydınlarının sanayileşme üzerine çekince geliştirdikleri pek söylenemez.
Sayfa 126 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Kafka'nın 'Değişim' adlı uzun hikâyesinde memur emeğin yabancılaşmasını izlerken karşılaştığımız hayvan böcekti. Aynı zamanda böcekleşme bireysel yabancılaşmanın anlatımıdır.
Sayfa 124 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Sanayi teknolojileri hakkında modern toplum eleştirmenleri birçok şikâyet dile getirmiştir, işçinin makinanın bir parçası konumuna düştüğü, yaptığı işin (üretimin) bütününü kavrayamadığı belirtilmiştir. Yabancılaşma kuramları, Taylorcu yahut Fordist üretim bantları içinde üretimin belirleyeni halinde değil, bant sisteminin mekanik uzantısı şeklinde tecessüm edebilen proleter zavallılığı vurgulamışlardır, işçi üretim tekniği nedeniyle ürettiği mala (ki bu teknoloji ile işçi kendi istek ve kararı olmadan dikiş makinası da üretebilir, silah da) yabancılaşmıştır. Bu yabancılaşma iki düzeyde ortaya çıkar. Üretim tekniği içinde işçinin kendini eşya gibi hissetmesi yabancılaşmanın ilk düzeyidir. Bu düzeyde işçi bir nesneyi üreterek para kazanır, bu bir güçtür. Kendini makinanın parçası olarak (eşya) 'bulması' zihnin kendini kendi dışında duyması ya da kendini kendinden başka bir şey olarak algılamasıdır. Yabancılaşmanın ikinci düzeyi, kendinden yabancılaşan bireyin emeğinden de yabancılaşması durumuna düşmesiyle belirir. Bu kez işçi ürettiği nesneyi başkasına kaptırarak o nesnenin karşısına güç olarak çıkışı ile yoksullaşmaya yani köleleşmeye uğrar. Ürettikçe sermayenin gücünün arttığını gören işçi giderek şeylikten köleleşmeye uzanan başkalaşma tavrı geliştirir. Yabancılaşmış yani bozulmuş kişi, ancak hayvanî isteklerini gidererek ve çalışmayarak rahata erer.
Sayfa 124 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Reklam
AB tekrar paylaştı.
1 Mayıs münasebetiyle tüm işçi ve emekçilerin hakkettiği şartlarda, alınterlerinin hakkını eksiksiz ve zamanında alabildiği bir ortamın oluşmasını temenni ediyor, bereketli ve hayırlı işler diliyorum. Unutulmamalıdır ki; "İşçinin ücreti alın teri kurumadan önce ödenmelidir.”
"Emanet beygir, eşekten kötüdür"
Gazze'de yaşananlar insanlığın bittiği yerdir. Doğu Türkistan'da yaşananlar dünya için utanç vesikasıdır. Asya'nın, Afrika'nın adı sanı duyulmamış coğrafyalarından Ukrayna'ya kadar katledilen her masumun eli insanlığın iki yakasındadır. Bizler ise gevşemiş, adeta muhallebi gibi olmuş vaziyetteyiz. Kitlesel olarak dünyadan bihaber ama her şey hakkında fikir sahibi olarak bu tiyatroyu izlemeye devam ediyoruz.
AB tekrar paylaştı.
Evvela Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için mücadele eden ve Altay Kartal'ı olarak bilinen Osman Batur'u şehadeti'nin 69. yıl dönümünde saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Ayrıca Kûtul-Amâre Zaferi’nin 104. yıl dönümü vesilesiyle bu büyük zaferi milli hafızamıza nakşeden şanlı ecdadımızı, Halil Paşa'yı ve bütün şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
Şehir planlarının batılı teknolojilerin sakıncaları bulunabileceğine ihtimal verilmeden tatbiki neticesi Türkiye'de kentleşme, önce çok katlı apartman teknolojilerini iktibas eden ve eski şehir dokusunu iptal edecek siyaseti yürüten idareciler eliyle hayat buldu.
Sayfa 121 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Sahih hadisler arasında olmamakla beraber Osmanlı tıp yazmalarında nakledilmiş bir hadise göre: "Resûl-i Ekrem buyurmuştur: 'Bir vilayette tabib-i hazık olmazsa orada sakin olmak haramdır. Zira beden sağ olmayınca din sahih olmaz.". Evliya Çelebi'nin de bu hadisi naklettiği söylenmiştir. (Nil Akdeniz, Osmanlılarda Hekim ve Hekimlik Ahlâkı, 1977, tez).
Sayfa 120 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
14bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.