Peki yürekler, insanları düşlerinin peşinden gitmek zorunda olduklarını neden söylemiyorlar? Diye sordu
çünkü bu durumda en çok , yürek acı çeker. Ve yürekler acı çekmekten hoşlanmazlar.
Çölün içine dalmak için ne yapmalıyım?
Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir, çünkü evrenin ruhundan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir.
Savaşmak zorunda kalırsam, ölüm şu gün ya da bugün gelmiş vız gelir tırs gider.Çünkü ben ne geçmişte ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdi de yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun. Çölde hayat olduğunu, gökyüzünde yıldızlar olduğunu ve insan hayatının özünde bulunduğu için kabile muhariplerinin savaştıklarını anlayacaksın. O zaman hayat bir bayram bir şenlik olacak; çünkü hayat yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur.
Onun öğrenme tarzı, benim öğrenme tarzım değil; benim öğrenme tarzım, onun tarzı değil. Ama oda, ben de kendi kişisel menkıbemizi Arıyoruz; bu yüzden ona saygı duyuyorum.
İster hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı el tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider.