Tuğba D.

Oysa benim dünyamda seni sevmek Anlamak demekti İlk sende gördüm hüznün böylesini Yüzünde maceralar yaşanıyordu Alabildiğine ince ve derin
Reklam
Seni tanıyınca Hüznü daha çok sevdim Şadiye İnsan sevince bir yerde hüzün güzel oluyor
Bir sabah bütün martıları uyurken Yeşilköy'ün Bırakıp gitmek bu şehri bir yabancı gibi Yıkılmışlığımı yalnızlığımı değişip sevgiliye Sonra en güzelini ölmek ölümlerin Seviyorum diye...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ağlasan ağlayamazsın ölsen anlamazlar Beni en çok bunlar bitiriyor işte...
Yüksek sesle kendi kendine, "Ölüyorum," dedi, sonra esnedi. Ne rahatlama hissediyordu, ne umutsuzluk, ne de korku. Ömrünün son saniyesi, ona bir ciddilik onuru bile bahşetmiyordu. Her saniye gibi bir saniye. Daha birkaç dakika önce, diş fırçasını tutmuştu o elinde. Şimdi tabancayı tutuyordu. İkisini de aynı kaygısızlıkla tutmaktaydı üstelik. İnsan böyle ölmez, diye düşündü. Ya çok büyük bir sevinç, ya da sağlıklı bir korku hissetmek gerekir. Kendi sonunu selamlamalı insan. Bir korku titremesi hissetsem, hemen çekerim tetiği. Ama hiçbir şey hissetmiyordu.
Reklam
Durup kente baktı. Vakit geç olmuştu, aşağıdaki coşkun ışıklar ölmeye başlıyordu. Kendi kendine, bu kente daha yıllarca da baksam, bir daha hiç görmesem de, hepsi bir, dedi.
Artık geceler boyu seviştiğimiz yollarda Yaprak dökümü başladı kucak kucak Belki bir sabah geleceksin Lâkin vakit geçmiş olacak.
Çoğu insanlara en kolay gibi gelen şeyi kabul edemem... Yarı yolu, yarım yamalağı, ehvenişeri, hemen hemeni. Belki onların da haklı nedenleri vardır. Bilmiyorum. Sorup öğrenmek de istemiyorum. Yaratılış olarak bunu hiçbir zaman anlayamayacağımı biliyorum.
Senin ne olduğunu düşündüğümde, senin dünyanın dışında hiçbir gerçeği kabul edemem. En azından, senin mücadele şansına sahip olacağın, kendi şartlarınla mücadele edebileceğin bir dünya gerek. Öyle bir dünya yok tabii. Var olanla sen arasında parçalanmış bir hayatı sürdüremem. Bunun anlamı, senin hasmın olmaya layık olmayan şeylerle ve insanlarla mücadele etmek demek. Senin savaşın, ama onların yöntemleriyle. Bu çok korkunç bir küçülme.
Onların dünyasında mutlu olma şansını, kendime tanımak istemiyorum. Acı çekmeyi tercih ederim. Benim de onlara cevabım bu olacak, bir yandan da sana armağanım olacak. Herhalde bir daha seni hiç görmeyeceğim. Görmemeye çalışacağım. Ama senin için yaşayacağım. Her dakikamı.
Reklam
Yüzünde eskimiş bir acı görüyordu. Uzun süredir onun benliğinin bir parçasıymış gibi. Çünkü kabul edilmiş bir acıydı. Yara gibi değil de, yara izi gibi görünüyordu.
Bir aradayken hiçbir zaman birbirimize bir şey söylememiz gerekmiyor. Bu söyleyeceklerim bir arada olmayacağımız zamanlar için. Seni seviyorum, Dominique. Var oluşum kadar bencilce seviyorum. Ciğerlerimin hava soluması kadar bencilce. Soluyuşum kendime gerekli olduğu için. Vücudumun yakıtı o. Sağ kalmam ona bağlı. Ben sana, fedakârlıkları ya da acıma duygularımı vermedim. Kendi egomu, kendi çıplak ihtiyacımı verdim. Sen ancak bu tür sevilmeyi isteyebilirsin. Ben de senin beni ancak böyle sevmeni isteyebilirim.
Hiçbir şey hissetmiyorum. Kendime karşı dürüst davrandığımda, yıllardır hissettiğim tek duygunun yorgunluk olduğunu görüyorum. Yalnızca yorgunluk. Sanki... herhangi bir his duyacak kimse kalmamış gibi.
Eğer yükü benim hatırım için taşımak istiyorsan, benim taşıdığımdan fazlasını taşıma. Ben acıları tümüyle duyamam. İçimde bir noktaya kadar iner, sonra orada durur. Dokunulmamış bir nokta var olduğu sürece, hiçbir şey gerçek anlamda acı sayılamaz. Bu hale gelmene gerek yok.
10,6bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.