Ammu insanların alışkanlıklarla yaşayan yaratıklar olduğunu söyledi, nelere alıştıklarını bilseniz hayret ederdiniz, dedi. Şöyle bir çevrenize bakmanız yeter, diyordu Ammu, bu alışkanlıkların en sıradan olanı, pirinç vazolarla atılan dayaktır.
İçerisinde 100’den fazla psikolojik deney örneği bulunan,satırlarını hızla dolaştığınızı farketmediğiniz ve sıradan bulabileceğimiz bazı gündelik olaylara dahi bakış açınızı değiştirecek,öğretici eser.
İçerisindeki sorular ve konu başlıkları son derece ilgi çekici.Hepimize normal gelen pek çok olayın ya da durumun farklı temellere dayandırılması,biz okurların bilgi birikimine anlam katıyor.
İtaat,özgüven ya da sosyal uyum gibi çeşitli alanlarda sahip olduğumuz düşünce sistemimizin,davranışlarımıza yansıması işlenmiş.Şaşırtıcı sebeplerle etkileyici.
Her şeyden önce bu tür şeylere şahsen niçin inanmadığımı söyleyeyim: Öncelikle bu tip olgular adı üzerinde "normal dışı" olup fizik yasalarını ihlal ederler. Halbuki fizik yasaları bugünü kadar iyi iş çıkarmışlardır ve hatta bazı zararlı yan ürünleri bile çok daha iyi iş çıkarmıştır. Eğer insanlar arasında hiçbir fiziksel etkileşim olmadan düşünce transferi gerçekleşebilseydi, insanların doğdukları anda gökcisimlerinin nerede olduğu kişiliklerini etkileseydi ve hiçbir fiziksel kuvvet kullanılmadan nesneleri hareket ettirebilenler olsaydı -ve elbette bunlar kanıtlanabilseydi- fizik yasalarının külliyen revize edilmesi gerekirdi.