Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Uçar

Merve Uçar
@Ucarmerve
15 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
İhaneti, size itiraf edilmiş ama başkasına yapılmışsa kaldırabilirsiniz ancak. Fakat bir ihanetin kurbanıysanız, size ihanet edene asla geri dönmezsiniz.
Reklam
Gizlice delirip delirmediğimden emin olamadığımda, gerçek delilere bakarım.
Mütemadiyen gerçekliğe mecburen abone olmak değil, inceliğine yaraşan bir şeyler yaşamak istiyor ruhum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Büyük ve canlı zevk ancak onu önceleyen büyük felaketin neticesi olarak keskin biçimde hissedilebilir.
Doğrusu herkes her zaman belli bir tasa, kaygı, endişe, ıstırap ya da sıkıntı terkibine ihtiyaç duyar, nasıl ki bir gemi sağa sola yalpalanmadan dosdoğru yol alabilmek için bir denge ağırlığına ihtiyaç duyarsa.
Reklam
Nasıl ki küçük bir akarsu herhangi bir engelle karşılaşmadığı sürece bir birikinti yapmazsa, insan tabiatı, keza hayvan tabiatı da, öyle bir yapıya sahiptir ki irademizle uyum içinde cereyan eden hiçbir şey dikkatimizi çekmez ve algımızın konusunu teşkil etmez. ... Buna karşılık irademizi engelleyen, onun önüne çıkan, yolunu kesen her şey, dolayısıyla nahoş ve acı verici ne varsa bizim tarafımızdan derhal, doğrudan doğruya ve gayet açık olarak hissedilir.
Ama düşünmüyorlar çünkü düşünecek vakitleri yok; hayatları onları köleleştirmiş.
Geliriniz belli bir seviyenin altına düşer düşmez insanların kendilerinde size vaaz verme ya da sizin adınıza dua etme hakkını bulmaları çok ilginç.
İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.
Reklam
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğe tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
Açık korku kişiye adam öldürtür, gizlisi uslu uslu oturtur.
Bir insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor.
Bizde erkekler savaşır, ama onlara kiminle savaşacaklarını kadınlar söyler.
Hiçbir şeye şaşırma, hakikatin de insanların da iki yüzü vardır.
Şimdi sır ve korku devrindeyiz, iki yüzün olmalı, birini kalabalığa göstermeli, ötekini kendine ve Yaratıcı'na saklamalısın. Gözlerini, kulaklarını ve dilini korumak istiyorsan, gözlerin, kulakların ve bir dilin olduğunu unut.
Reklam
Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun.
Vicdanımız, bizim de acı çekmeye başladığımız noktaya varıncaya kadar diğerlerinin maruz kaldığı sıkıntıları umursamaz. İstisnasız tüm durumlarda, bu bizi de rahatsız etmeye başlayana kadar, diğer kişinin acısına kayıtsız kalırız.
Kalbim bölündü, iki parça oldu, fakat namussuz kalp, yine yapıştı. Bilmem göründü mü? Kırmızı, sarı, siyah yamalarla yamanmış, binlerce ekli ve yamaları kalın sicimle dikildiği için en büyük fırtınalarda bile yırtılmayan bazı gemi yelkenleri vardır. Benim kalbim de öyle işte! Binlerce delikli, binlerce yamalı, ama korkusuz.
Mutluydum; biliyordum bunu. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.
"İnsan canavardır!" diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. "Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron! "
Anlaşılan, bu toprağın iklimi çok sert olup değerli tohumlar filiz atmadan papatya ve ısırganlar arasında boğuluyorlar.
Reklam
"Sır!" diye mırıldandı. "Büyük sır! Dünyaya özgürlüğün gelmesi için bu kadar cinayetler ve alçaklıklar mı gerekli yani? Çünkü, oturup sana işlediğimiz cinayetlerde yaptığımız alçaklıkları saysam tüylerin ürperir. Fakat sonuç ne oldu? Özgürlük! Tanrı yıldırımını atıp bizi yakacağına özgürlüğü veriyor? Hiçbir şey anlamıyorum!.. "