Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Uğur Ünver

Uğur Ünver
@Ugurunver
Karanfiller Dağılıyor Kitabının yazarı
Şair, yazar
Üniversite
İzmir
İzmir
137 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Karanfiller Dağılıyor
Karanfiller Dağılıyor 'u okudunuz mu?
Reklam
Eylüle Selam
Kaç Eylül'üm daha kaldı elimde? Kaç sonbahar yaprakları daha dökülür yollara? Kaç yağmur daha taşır bulutlar? Kaç defa daha ceketimi örterim omuzlarına? Kaç rüzgar yaktırır çıtır çıtır kurumuş çiçekleri? Kaç satır daha yazdırır bana bu Eylül? Dur bir dakika! Benim doğduğum günde değilmiydi güzel bir sonbahar? Galiba cennettede günler Eylül. Yaşam hep sonbahar... ©uğurünver
Zor
Daktilolar Arapça, kağıtlar yorucu, kalemler kırık, varlığımız kayıp, kimin umrunda bilmiyorum...
Sayfa 44 - Karina YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Karanfiller Dağılıyor
Karşı kaldırımdaymış düşman Bekliyormuş pusuda Ben seni hep karşı kaldırımda bekledim oysa Çocuklar karşı kaldırımda Mavi önlüklü çocuklar kalmadı artık burada Karşı kaldırımda ihtiyar bir adam, elinde karanfil, kafasında mendil Karşı kaldırımda şiir okuyor kadın, yumruğu havada Teyze yumurta satıyor, karşı kaldırımda. Karşı kaldırımın duvarlarını yazıyor bir genç Bir genç de köşede, elinde telefon, çarpıyor yaşlı adama Karanfiller dağılıyor Yumruğunu sıkan kadın, vuruyor elinde telefon olana Duvarı yazan ürküp kaçarken, devriliyor yumurtalar Kırılıyor sarı sarı kaldırımlara Mavi önlüklü çocuklar kaldırımdan iniyor öğretmenleri Gelin buraya diyor, karşı kaldırım karışık, zabıtalar koşuyor Pusudaki düşman kalbimi sıkıyor Yıkıyor beni kaldırıma, taşıyorlar kaldırımdan bedenimi dostlar Söküyorlar kaldırımları sonra
Sayfa 46 - Karina YayıneviKitabı okudu
Görmesem Daha İyi
Bu tılsımlı taşların arasında bir akrep'in ayak izleri yüreğimi ateşe doğru götüren yitik bir sevda ağrısı taşıyor.. Pusulası şaşkın bir atlas önümde duran. Karıncalar güneye yuva yapmış. Gardiyanlar voltamı kesiyorlar. Fırın önlerinde bayat ekmek kuyrukları.. Kahvelerin bahçesinde ihtiyar adam izmarit topluyor.. Tütün kokusu beter ediyor tövbekar beni. Kaç kadın unuttum saymadım. Narkozluyum delirtiyorsun beni. Karanlıkların arasında tutunmaya çalışan gölge gibiyim belli belirsiz. Zahmet etme sen ben bulurum tesadüf eseri seni. Kız kaçıranlar kovalıyor çocukluğumdan kalan hayalini. Saçların avuçlarımdaydı ya hani. Mis gibi çekiyordum veremli ciğerlerime seni.. Kart bir kadın yüzü gibi bahtın.. Sokak araları peçeteler gibi atılmış Bir sen var şimdi. Zaman yok, ben yokum. Yolumu değiştirdim görmemek için seni..
Reklam
Çocuk gülüşü
Dut yapraklarına aşık ipek böceği gibiyim.. Kelebek olmayı bekleyen. Üflüyor günahlarını Haziran... Kavuruyor ensemi Haziran... Uygun adımda sayıyorum yine Haziran. Üvey anam sesleniyor "kurcalama dolabı".. Gülüyorum okşayınca başımı biri.. Sevgiye muhtacım.. Yalnız gölde ki ördek gibiyim. Haziranda gömülmüşüm.. göçten dönenler gibi.. Dağlara bir nefes karbondioksit borçluyum.. Kayalara adını yazacağım.. Sesini duyuyorum Haziranın.. Çocuklar gülüyor dondurma ellerinde.. Nasılda yalıyorlar iştahlı... Analığım sesleniyor "yak ocağı" Çürük çarık hayaller belirir aklımda.. Tam gülücem sen geliyorsun aklıma.. Ölüm seni benden alan.. Babam keşke diyorum evlenmeseydin o kadınla...
Gidiyorum
Yağmur düşüyor omuzlarıma. Sırılsıklam bir sonbahar. Terk ediyorum bu kenti. Kuşlar henüz uykudalar... Bir ihtiyar asmış kendini, Tanrı’ya kavuşmak telaşı. Yol kenarı taze ölüler, örtülü üzerileri bağımsız gazete kağıdı... Toplamış yeni gelin valizini kaçıyor sevdiğine. Yalan karanlık da dolaşıyor dillerde, siren sesleri yırtıyor geceyi. Küfrederek topluyor yaprakları çöpçüler. Sabahçı kahveleri dolu, uykudan uyanıyor bekçiler... Bu ne biçim dünya, içtiğimiz çorba değil sanki su... Yankesiciler tutmuş köşeleri. Her yan mendil satan çocuklar. Kaçıyorum bu kentten bir sonbahar sabahı... Çeşmeler kuru, akmıyor su. Ödenmemiş faturalar dolduruyor ceplerimi. Gözlerim bulanık görüyor, çocuklarım peşimde... Ne olur aramayın, diyorum. Kaçıyorum. Bilirsin sen, hüzünlü vedaları sevmiyorum. Havlayan köpeklerin kesik kuyrukları, kediler kör, dereler kuru, duraklar yığılı insan. İspirto ellerinde geziyor adamlar. Islak battaniye örtmüşler çocuklara, kartonun üzerinde yatıyorlar. Tamamı bu kentin kışa, doğru sonbahar yağmuru kokuyor... Duvarlardaki yazılardan, tren garlarından, terminallerden, taksi duraklarından kaçıyorum fırın önlerinde taze ekmek kokusu, kan tükürüyorum giderken. Kızım, öldüğümü görmeni istemiyorum...
Sayfa 127 - Karina YayıneviKitabı okudu
Tekrar
İşçiyim ben sabahın köründe Vaktim yok hiçbir şeye Okumak lüks kitapları Yorgun bedenimi taşır toplu taşıma araçları Vardiyalıdır yaşamım, bölük bölük bölünmüş ekseriyetle de kan ter içinde
Sayfa 104 - Karina YayıneviKitabı okudu
Ve melodiler sustu... Toprağa karıştı gitar çalan parmaklar. Yağmur gibi döküldü göz yaşları Gitme baba dedi arkasından minicik masum evlatları... #OnurŞener
Kalp atışını özlüyorum.. Koynunda uyurken dinlediğim.. Bu kadar erken gitmemeliydin. Safran bahçeleri gibi nadir Dünyalar kadar değerliydin..
Reklam
USTAM
Ustam nereye böyle ? Bizi bırakıp gidiyormusun? Kavgamız ekmek, derdimiz hayattı bizim. Uzun uzun çekerim dumanını cigerlerime. Demirin tozunu... Kükürtdioksit sarartır ellerimi.. Ustam cigerlerin kurşun gibi suda delik deşik olmuş.. Gidiyorsun ardına bakmadan uzaklara..
Yaşarken tanıma fırsatına eriştiğim,büyük usta Neşet Ertaş'ı vefatının yıl dönümün de bir kez daha saygı, sevgi ve özlemle anıyorum. O' na öldü demeyin;"yoruldu, gitti deyin”...
Kapı çaldığında korkarım hep...
Kapı çaldığında korkarım hep... Kardeşimle evde çizgi film izliyorduk. Yanlızdık kapı acı acı çaldı.. Karşımda elinde kara kaplı bir çantayla takım elbiseli , gözlüklü, çatık kaşlı ,koca burunlu bir adam gür bir sesle sordu annen ,baban yok mu? Yok dedim korkak ve ürkek bir sesle... Yanındaki iri cüsseli adama seslendi sonra , mobilyaları bırakın televizyonla ,buzdolabını alın... Haciz memuru göndermiş üvey dedem babamın borcu varmış... İzlediğimiz çizgi filmde yarım kaldı en sevdiğimiz yerinde. Çok ağladım.... Kapı çaldığında korkarım hep işte bu yüzden. İzlediğim filmler de yarım kalacak diye... Karşıma çirkin adamlar çıkacak diye.
Uğur Ünver
Uğur Ünver
Bu filmin sonunda tek ağlayan o oluyor ve ona herkes “Anne” diyor… “Anne, biz masum çocuklar ölmesek ne olur?”
Sayfa 133 - Karina YayıneviKitabı okudu
455 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.