Ümmühan Tetik

Ümmühan Tetik
@Ummuhan2046
Öğretmen
Üniversite
Kars
Antalya, 10 Şubat
19 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Bedelsiz günah var mı?
Canını kurtarmış olmanın bedeliyse, kimin kurtaramadığını merak etmenin ıstırabıydı...
Sayfa 204 - Leyla ...
Reklam
Leyla bayılacak gibi oldu. Oğlanın yüzünü okumaya çalıştı, ama çözülemez bir ifadeyle karşılaştı: o şen, budalaca sırıtışla çelişen , gözlerdeki kısık , yarı çaresiz anlam. Zekice bir parıltı; tam da alaycılıkla içtenlik arasındaki sınıra düşmesi amaçlanmış bir ışıltı...
Sayfa 200 - Leyla ...
Söyleme...
“ Sırrını rüzgâra fısıldarsan , ağaçlara söylediği için suçlayamazsın. “ ( Halil Cibran )
Sayfa 198 - Leyla ...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ah Leyla...
Leyla kendini şu tencerelerden, tavalardan daha üstün hissetmiyordu; bir köşede unutabileceğin,sonra, canın istediği an üzerinde hak iddia edebileceğin bir eşya mıydı o ???
Sayfa 192 - Leyla ...
Öyle bir yer malesef yok...
“ Bu ülkeyi bu kadar çok sevmeme karşın, bazen çekip gitmeyi düşünüyorum, “ dedi Babi. “ Nereye ?” “ Unutmanın kolay olacağı bir yere...”
Sayfa 175 - Leyla...
Reklam
Fakat hâla ayakta...
Ama biz şu karşıdaki surlar gibiyiz. Hırpalanmış, dövülmüş, pek bakılacak hali kalmamış, fakat hâla ayakta...
Sayfa 171 - Leyla...
Kalbinin sesini duyuyorum Leyla...
Anne’nin yaşamaya kararlı olması yüreğini ferahlatmış, nedeninin kendisi olmaması ise, yaralamıştı. Anne’ nin kalbine damgasını asla ağabeyleri gibi vuramayacaktı , çünkü bu kalp soluk,sığ bir kumsaldı; Leyla’nın ayak izlerinin, kabaran ve sahile vuran , kabaran ve kırılan keder dalgaları tarafından daima , sonsuzcasına silindiği bir kumsal...
Sayfa 168 - Leyla...
Kibar bir yabancının dudaklarından usulen dökülen bir teselli gibi...
“ Keşke elimden bir şey gelseydi, “ dedi kız; içtendi. Ama kulağa yavan , baştan savma gelmişti; kibar bir yabancının dudaklarından usulen dökülen bir teselli gibi.
Sayfa 166 - Leyla...
Kız evlat olmak...
Ama Leyla kendi geleceğinin, ağabeylerinin geçmişiyle boy ölçüşemeyeceğini biliyordu. Yaşarken kızı gölgelerinde bırakmışlardı. Ölümleriyle de yeryüzünden tamamen silmişlerdi. Anne şimdi onların hayat müzelerinin müdürüydü, Leyla ise yalnızca bir ziyaretçi. Onlara ait efsanelerin doldurulduğu bir kap. Annenin mürekkeple , onların destanını yazdığı bir parşömen...
Sayfa 166 - Leyla...
“ Ne oldu ?” dedi Meryem , sesindeki ürkek , af dileyen tınıdan nefret ede ede. Nabız atışlarının hızlandığını , derisinin çekildiğini hissetti...
Sayfa 119 - Meryem...
Reklam
Siz nelerden korkuyorsunuz ???
Ama dört yıllık evliliğin ardından, Meryem korkan bir kadının neleri sineye çekebileceğini çok iyi görüyordu. Ve kendisi korkuyordu. Erkeğin değişken mizacından, bir anda alevlenen öfkesinden, günlük, sıradan konuşmaları bile bir tartışmaya , bir er meydanına dönüştürme ısrarından ürkerek yaşıyordu; meseleyi bazen yumruklarla , tekme tokatlarla çözmeye kalkıp sonra da bulanık özürlerle geçiştirmesinden , bazen buna bile gerek görmemesinden korkuyordu...
Sayfa 114 - Meryem...
Haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen ah...
Her bir kar tanesi , dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen ahtır...
Sayfa 105 - Meryem...
Himalaya uçurumları kaç para???
Adam kadını kapkara bir sevdayla sevmeye devam ediyor, ne olduğunu kendisinin de bilmediği bir umudu ısrarla gönlünde gezdirip duruyordu. “ Umudum biterse düşerim ki, Himalaya uçurumları kaç para” diyordu...
Sayfa 14 - Melankoli ( Lemi ÖZGEN )
Resim