Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alperen Yağcı

400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Komiser Nevzat bu sefer bir seri katili yakalamaya çalışıyor. Yıllar önce ritüel şekilde 12 cinayet işleyen körebe lakaplı seri katil yıllar sonra tekrar faaliyete geçiyor. Çocuk tacizcilerine hedef alan bu katil bu sefer çalışma şeklini ve felsefesini değiştiriyor. Toplumsal sorunları kendi üslubumla işlediğini görebiliyoruz. Yakalanamayan veya yeterli ceza almadığını düşünülen bu suçluları öldürülmesi, toplum neslinde takdir bile ediliyor. Adaleti kendince uygulayan eden katiler ve adalet tecelli etmeye çalışan polis memurları arasında gidip-geliyor zihnimiz. ‘’…herkesten daha zayıftım, çünkü herkesten fazla yaralanmıştım’’ Genel olarak suçluların (katil, hırsız, tecavüz suçlusu…) suçları işlemeden önce istismara uğradıkları görülmüştür. Her suçlu bir temelde bir kurban olduğu tespit edilen bir vakadır. Kişilere daha fazla ceza vermenin, bunların bir bölgede tecrit edilip yıllarca kapatmanın bir faydası olmadığını görüyoruz. Tedavi edilmeli veya kesin sonuçlu önlemler alınmalıdır. Ahmet Ümit kitaplarında klasik polisiye olgusunun dışında toplumsal sıkıntılara işaret eden bir yazardır. Herkesin yaşama ihtimali olan sıkıntıları gündeme getirerek, toplum bilincinde farkındalık yaratmaya devam ediyor. Polisiye yönü nispeten zayıfladığını, psikolojik yönün güçlendiği bir roman olduğunuz söyleyebiliriz.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,5bin okunma
Reklam
283 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitabın isminden anlaşılacağı gibi Prof.Dr. Mustafa İnan zorlu hayatını bir roman tadında anlatılıyor. Belki de hayatımızda hiçbir zaman duymayacağımız mühendislik alanında ekol yaratmış, tam bir Anadolu çocuğu Mustafa İnan’ın zorlu yaşamını okuyoruz. Hayata öğrenmek ve öğretmek için gelmiş. Her zorluğu kendi usullünde, nezaketi elden bırakmadan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202017bin okunma
456 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Mütareke dönemi İstanbul’unu konu alan Esir şehir üçlemesini son kitabıdır. Bir Osmanlı paşasının oğlu olan Kamil Bey işgal altında İstanbul’unda kendince direnişi ile başlıyor. İkinci kitapta kahramanımız hapiste düşüyor ve buradaki sıkıntıları anlatıyor. Son kitap kahramanımız mahpustan çıkıyor ve ailesi ile buluşması süreci ele alıyor. İlk iki
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,871 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
284 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Şüphesiz dünyada en çok bilinen, tarihe iz bırakmış Osmanlı sultanıdır. Osmanlı padişahları dâhil kendi çağdaşları arasında entelektüel kişiliği ortaya çıkmış bir kişilikti. Savaş taktiklerinde bir deha olması, mevcut çatışmalarda yeni teknikleri uygulaması dönemin şekillenmesinde etkisi olmuştur. Tarihin en renkli kişiliğe sahip hükümdarı Reşat
Fatih Sultan Mehmed
Fatih Sultan MehmedReşad Ekrem Koçu · Doğan Kitap · 2015146 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazarın otobiyografik izler taşıyan romanlarından biridir. San Francisco’da yaşayan Joe adlı ergen erkek çocuğunun okul hayatında başarılı olamaması ile başlıyor hikâye. Nispeten sosyal durum iyi durumda bir mahallede yaşıyor. Bu güvenli ve monoton hayat kabul edilemezdi. Macera arayışı günlük hayatında ufak tefek girişimleri olsa ona yetmiyordu. Okul hayatında başarısız olması ve babasının bu durumu devamlı eleştirmesi; birde üstüne askeri okul gönderme tehdidi onun evden kaçıp bir deniz hayatına atılmasına vesile olmuştur. Deli dolu gencin kısa öyküsü Jack London’ın yalın ve keyifli anlatımı ile karşınızda Kısa bir roman olmasına rağmen yüzlerce alıntı yapabileceğiniz cümle barındırıyor. Jack London’ın kendi dalgalı hayatında aldığı bütün dersleri kısaca özetliyor. İnsanların kendi değerlerinin temelinde hiçbir zaman menfaat ve maddiyat olmaması gerektiğini çok güzel betimliyor. ‘’En yüce ruhlar özgürlük içinde yeşermiştir’’ Özgürlüğün, adaletin bir toplumun temel yapısı olduğunu defalarca vurguluyor. Yazar genç yaşta zorlu bir hayat geçirmiştir. Çok erken yaşta kendi başına yaşamayı öğrenmiş. Ergenlik dönemimde birçok yasal olmayan işe bulaştığında biliyoruz. Hatta bazı işlerde o kadar becerikli ki affedilmesi karşı polisin suçluları yakalaması için bu yetenekleri sunmuş. İnişli çıkışlı hayatında maceradan maceraya koşmuş. Bu çok güzel bir hayat olmasa gerek ki kitaplarında bu sefaleti çok net bir şekilde görebiliyoruz. Kitaplarında hiç yapmacık bir duygu ve durum görmezsiniz. Hepsi yaşanmışlık ve gerçek kokar.
Denizin Çağrısı
Denizin ÇağrısıJack London · Can Yayınları · 20182,522 okunma
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Dünya tarihinin en zorlu yılları zamanları 19.yüzyıldır. Fransa devrimi, sanayi devrimi, ulusalcılık, liberal ekonomik derken insanlık tarihinde hiç olmayan bir fikir sıçraması oldu. Çok sert değişimlerin olduğu bu yüzyılda, radikal olmayan Osmanlı politikası da nasibini almıştır. Osmanlı şehzadeleri bir gözleri gökte bir gözleri toprakta
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · İletişim Yayınları · 20052,396 okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Osmanlı tarihinin son mareşal padişahı IV.Murat karşınızda. Prof.Dr. Abdülkadir Özcan hocanın yalın anlatımı ile keyifli bir biyografi okuyoruz. Çocukluk yılları, söz sahip olması ve ölümü ile hüzünlü ve renkli hayatıyla karşımızda bir Şarkın Sultanı. IV.Murat nispeten yeni uygulanmaya başlanan ekber ve erşed sistemiyle şehzadelerin sancağa
4. Murad: Şarkın Sultanı
4. Murad: Şarkın SultanıAbdülkadir Özcan · Kroniik Kitap · 2016247 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ahmet hocanın kişisel deneyimleri ve seyahatleri sırasında gördüğü ilginç anıları sayarsak tam anlamıyla bir seyahatname diyebiliriz. Samimi üslubu ve yalın anlatımıyla kendine bağlıyor. Kitabı okumaya başladığımda çok kafam karışıyordu. Anlattığı bölgelerin coğrafyasını bilmediğim için yabancılardım. En sonunda ortaokul çağımdan kalan dünya atlasını açarak okumaya devam ettim. Sonuç bir harika, üstat gezerken bazı yerlerde hızlı bazı yerlerde yavaş gitmesini çok net bir şekilde gördüm. Fiziki Asya haritası, birazda vikipedia ile oturduğum yerden bir gezi yaptım diyebiliriz. ALINTILAR ‘’Abakan bozkırları şimdiki bilgilerimize göre en eski Türk yurdu olarak gösterilebilir’’ bu bozkırların nerede olduğunu merak ettiyseniz, ben söyleyeyim: 6681 Km doğuda. Çocukluğumdan beri Türklerin nereden geldiği ilgili hep at üstünde bir seferde buralara kadar geldiğini düşünürdüm. Hâlbuki şehir içinde bile taşınmak ne kadar zor. Tabi olayların bu kadar basit olmadığını bunun gibi tarih kitaplarından öğreniyoruz. NOTLAR En başından beri söylediğim gibi kitap bir seyahatnamedir. Çok bir beklenti içine girmemek gerekiyor. Söz konusu bir hocanın gezildiği yer hakkında yüzeysel bilgiler veriyor. Coğrafyayı, etnografyayı anlatıyor. Çıkan madenleri, yetişen temel bitkileri, meyveleri anlatıyor. Bu topraklarda yaşayan Türk kavimlerini genel kültürleri hakkında kısa ve öz bilgiler veriyor. Keyifli bir kitap olduğunu ve meraklısına yeni sorular aklına getiren bir eser.
Gökbörü’nün İzinde
Gökbörü’nün İzindeAhmet Taşağıl · Kronik Kitap · 2017579 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Görünmezliğin avantajlarında yararlanmayan uçarı bir bilim adamın, akıl almaz hikâyesi ile karşı karşıyayız. İpling kasabasına her yeri sargılarla kapalı bir adam gelir. Bu çılgın bilim adam kendi bilimsel bir deneyle görünmez bir hale getirir. Sonun düşünmeyen bu kahraman bu deneyi yapar yapmaz nasıl bir hata yaptığını fark eder. Çünkü sadece görünmez olmuştu, diğer bütün insani fonksiyonları eskisi gibi devam ediyordu. Üstelik sadece çıplakken görünmezdi. Üstüne giysi giymek veya bir şeyler yeme gibi zorunluluklar devam ediyordu. Tekrar eski haline gelmeye çalışsa da bunu beceremez. Yaşadığı en büyük sorunun bilimsel olmaması daha da dramatikti. İnsanlara kendini anlatamıyordu. ALINTILAR ‘’Genel olarak yalnız kalmayı ve rahatsız edilmemeyi severim.’’ Yalnızlığı insani bir ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Zaman zaman kafayı toplamak için yalnızlığı tercih ederiz. Sıcak kumlardan serin sulara girmek gibi gelir. Kötü yanı alışkanlık yapar. İnsan ruhunun üşümesine neden olur. NOTLAR Yazarın bir bilimkurgu yazarıdır. Üç kitabını da ortak gördüğüm çağının çok ilerisinde bilimsel tabanlı fantastik romanlar yazması. Hikâyelerin içerikleri ve ilerleyişleri fantezi dünyalarında olsa da aslında psikoloji değinmektedir. İnsanların bilinmeze karşı verdikleri tepkileri, yerinde ve ölçülü yansıtıyor. Kitapları okurken hikâyeden kopup acaba ben onun yerinde olsam ne yapardım diye kendinizi sorguluyorsunuz.
Görünmez Adam
Görünmez AdamH. G. Wells · İthaki Yayınları · 20197,8bin okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
1600 senelik Türk tarihini bir kitapçık ile okumak imkânsızdır. Kadim Türk milletlerinin tarihinin ön söz veya indeks şeklinde sunulabilir. Bu tür inceleme kitapları en azından değerli Türk müderrislerin tanımamıza yardımcı oluyor. Tarihi ekranlar vasıtası ile yayın yapan Cansu Canan Özgen’in programına konuk ettiği değerli hocaların yaptığı söyleşileri derleyip kitap şeklinde sunulmuş. Naif üslubu ve ön çalışması ile televizyon programında başarılıydı. Tarih kitabı olarak sayamayacağımız bu tür kitaplarda yazar, doğru sorular ile sürükleyici bir etki bırakıyor. Kısacası herhangi bir bilim dalında yazı olarak katkı sunmasa da kitabın kendisi gayet keyifli ve sürükleyici olduğunu söyleyebiliriz. ‘’Mimar Sinan, Mihrimah Sultan’a âşıkmış, o aşkının bir tezahürü olarak cami yaptırmış…’’ Falan filan. Bunu yazan yazar bile bunun kurguladığını söylüyor. Ne hikmetse hala birçok kişi bu hikâyeyi gerçekmiş gibi anlatıyor. Kitabın en sevdiğim yönü yanlış bilinen birçok hikâyenin doğrusunu anlatılması. Tarih bilgisi ve disiplini olmayan magazin peşindeki insanlarımızın, genel kültürlerini geliştirmelerinde biraz olsa da katkı sunabileceğini söyleyebiliriz. Teknik üniversite mezunu olması rağmen hazırladığı ve sunduğu televizyon programı gayet başarılıydı. Özellikle Prof. İlber Ortaylı gibi birçok tarih müderrisinin önüne hazırlıklı çıkması, karşısındaki kişiye gerekli saygı ve hürmeti göstermesi; birçok konuk tarafından takdirine mazhar olmuştur. Başta dediğim gibi yeni bir katkı yapmasa da; doğru soru sormanın ehemmiyeti bize göstermiştir.
Türklerin Serüveni
Türklerin SerüveniCansu Canan Özgen · Kronik Yayıncılık · 20171,187 okunma
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Türk edebiyatının nadir görülen, kuramsal ve düşünsel alanda kendini gösteren post-modern bir romandır. Son yıllarda post modern anlayışa her sanat formuyla karşılaşsak ta; Oğuz Atay bunu 1970 ler Türkiye’sinde başarı bir şekilde icra etmiştir. En çok yarım bırakılan kitaplarda birinci, en çok okunan kitaplarda üçüncü sırada olması bize post modern romanın, olmazsa olmazı ironi gösteriyor. Hikâye Turgut Özben en yakın arkadaşının ölümü ile başlıyor. Yakın arkadaşının ölümü ile sarsılan Turgut, ondan kalan her şeyi tekrar gözden geçiriyor. Bu serüvende öncelikle arkadaşını sonra kendisi tekrar keşfediyor. En yakınım dediği Selim Işık hayatının parça parça keşif ediyor. Hikâyede adı geçen bütün karakterler ne büyük kavgalar vermiş nede yaygın sıkıntılar çekiyor. Maceraları değil ruhun sıkıntılarını anlatıyor. ‘’Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.’’ Hayatımız birçok evresinde kendimize sığınıyoruz. Kendimiz için kurduğumuz dünya bizim için yeni olasılıklar cenneti olabilir. Kitabı bitirmek bile bir zorluk. Yedi yüz sayfa romanı hakkında bir sayfa yazı yazmak bile çok zor. Dil oyunları ve anlam çoğunluğunu kullanılmış. Temsil eden değil kuran bir yapı kullanılması hepten zorlayıcı. En çok yarıda bırakılan kitap olması şaşırtıcı değil. Adeta sadece beni hak edenler burada kalabilir diyor. Bazen o kadar çok ironi kullanıyor ki gerçek ile hayal dünyası birbirine giriyor. Oğuz Atay’ın kendi arkadaşları bile kitabı okuduğu hakkında yalan söylemiş. Birçok sosyal ağ platformunda tutunamayanlar romanı okuma rehberi bile var.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Eser 40 sayfa kaynak göstererek sağlam temelli sağlam bir argüman sunmuştur. Her gün ağzımızda sakız gibi çiğnediğimiz kapitalizm sözcüğü anlamı nedir? Nasıl başlamıştır? Ne yer, ne içer bu kapitalizm diye aklımızdan geçirdiğimiz olmuştur. Yazar, ekonomik sistemi yedi meta ile anlatılmış. Yarım bin yıldır sürekli kendini yenileyen pratiğin, bugüne nasıl yansıdığı görüyoruz. Sömürge olgusunun isim değiştiğini, defalarca farklı örneklerle karşımıza sunuluyor. ALINTILAR ‘’21 yüzyılda da çoğu insan için gezegenin sonunu hayal etmek, kapitalizm sonunu hayal etmekten daha kolaydır.’’ Kapitalizm; insan ruhunu dışa yansımasıdır. İnsansız bir dünya düşünemediğimiz gibi başka bir ekonomik modelinde düşünemiyoruz. Var olma sebebimiz olan bu ekonomik model; yok olmamıza müsebbip olacaktır. NOTLAR Kitabı okuduktan sonra bir farklı dijital platformdan kitapla ilgili yorumları okudum. İnsanlık tarihinin en gelişmiş ve karmaşık sistemi bizi yok etmeden önce bizim onu şekillendirmemiz gerekiyor. Okuyucular soruna işaret ettiğini anlatsa da; aslında kitap kalıcı ve çevreci çözümlerinde anlatıyor. Adil ve sürdürebilir bir medeniyet için düşünmeye itebiliyor. Değişimin kendimizden başlamamız gerekiyor. Karbon ayak izini hesaplayıp, mevcut sayıyı düşürerek başlayabiliriz.
Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi
Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya TarihiRaj Patel · Kolektif Kitap · 2019306 okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Her yazarın hikâyelerini anlattığı bir şehir muhakkak vardır. Arthur Conan Doyle için Londra, Ahmet Ümit için İstanbul ve Gogol için ise St.Peterburg’tur. Gogol öykülerinde sıradan insanların acılarını, maruz kaldıkları haksızlıkları ve yaşadıkları sefaleti birinci ağızdan anlatır. Hikâyeleri o kadar gerçektir ki muhakkak kendinizden bir parça bulabilirsiniz. Olmayışın hikâyesidir bunlar. Ben sadece St.Peterburg’ta geçen yedi öyküyü okudum. Bunlar sırasıyla Neva Bulvarı, Fayto, Portre, Villa geceleri ve Palto. ALINTILAR Gogol bütün eserleri arasında en meşhuru Palto olsa da( bu sırada ben bu öykü 3. kez okuyuşum) kendimi ait hissettiğim öykü Portedir. Özünde kötülüğün bitmediği bir dünya tasvir edilse de, insanın farklı şartlarda kendi prensiplerine sahip çıkmasındaki hakikati gösteriyor. Para başkasınınken paylaşmak kolay diye bir laf vardır. Ya insanların prensipleri, düşünceleri veya hayalleri paylaşması kolay mı? Veya onlardan vazgeçmek? İnsan sürekli kendi elinde olmayan durumlar içinde karşılaşabiliyor. Yargı karanı vermeden önce muhakkak insan kendinde tartmalı. Hatta mümkünse tartıda değilsen o konu hakkında konuşmamalı, yorum yapmamalı, hatta düşünmemeli. Hadi düşündün, kendine saklamalı. NOTLAR Gogol çok kişi etkilemesi bilmiştir. Muhakkak bir polisiyede, komedide veya kurgu dışı bir romanda adı geçer yazarın. Bir paragraf, bir cümle ve bir kelime olsa da görürsünüz onu. Sadece meraktan, kim bu Gogol diye bakanlar olmuştur. Bu sefer yorumlarında yazarın kendisi kitabın önüne geçti. Sonuçta büyük üstat Dostoyevski’nin dediği gibi ‘‘hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.’’
Petersburg Öyküleri
Petersburg ÖyküleriNikolay Gogol · İletişim Yayınları · 201855,5bin okunma
106 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
1809-1917 yılları arasında Finlandiya, Rusya’nın bir parçası olmuştu. Rus egemenliği altında özerk bir büyük prensliğe dönüştürülmüştür. Grigoriy Petrov Rus bir papaz olarak çoğu kez bu ülke gezme ve tanıma fırsatı bulur. Fin filozof Johan Vilhelm Snellman önderliğinde Fin haklının kendi ülkesi için kalkınma reformunu görmüştür. Cehaletten kurtulmak için ülkedeki bir avuç Fin aydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır. İlham verici birçok hikâye ve anı anlatıyor. Şikâyeti bırak harekete geç düsturunun koca bir ülke üzerinde fark ediliyor. Ulusal dayanışma ve birlikte çalışma esaslarını modern eğitim teknikleri ile birleştirebilen Fin halkının ilhan veren öyküsü keyifle okudum. En basit sorunları geçici çözümlerle değil sorunun temeline inen teknikler kullanılıyor. ALINTILAR Bu kitabı okurken birçok ilham verici yer olmasına rağmen çocuklar ilgili bölüm beni çok etkiledi. Gençler ahlakdışı olduklarını iddia etmeni çok yersiz bir davranış olacağını söylüyor. Anne baba olmanın sadece çocuğa güvenli bir ev veya karınlarını doyurma olmadığını belirtiyor. Çocuklar ana-babalarının yanında, sayısız yengeleri ve enişteleriyle bir arada, evlerinde yetimler gibi büyüyorlar. NOTLAR Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dâhil edilmesini emretti
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Siyah Beyaz Yayınları · 202099,3bin okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Batı edebiyatının ilk büyük eserleri kabul edilen Odysseia destanlarından uyarlanmış bu romanda, yarı tanrı Kirke’nin yaşamını anlatıyor. Eğer benim gibi ilk defa yunan mitolojisi ile ilgili bir kitap okuyorsanız, kitabın arkasında mitoloji sözlüğü çok faydalı oluyor. İsmi geçen bir çok Yunan tanrısı, kralları veya kahramanları anlamak için
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,8bin okunma
208 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tarih kitaplar okumak zor ve zahmetli görünse de aslında çok eğlenceli olabilir. Geçenlerde dinlediğim onuk yazar Ahmet Ümit’in dediği gibi hiçbir senaryo gerçeğin yerini tutamaz. Bu kitap bir tarih anlatısından ziyade iyi çalışılmış bir el kitabı niteliğindedir. İsmi gereği bir nefeste okuyabileceğiniz bir eser. Büyük bir kitabın önsöz veya
Bir Nefeste Dünya Tarihi
Bir Nefeste Dünya TarihiEmma Marriott · Maya Kitap · 2014877 okunma
Reklam
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir Başkomser Nevzat kitabı: Bu başlık atılmış kapağına. Polisiye roman tutkunları Ahmet Ümit’in vazgeçilmez karakteri Başkomser Nevzat maceralarını iyi bilir. Son kitabı aşkımız eski bir roman üç vaka anlatıyor. Yazar, suç vakalarını her kitapta başka bir tempoda anlatsa da ilk polisiye kitaplarından Agatha’nın anahtarı romanındaki tempo ve anlatım dilene dönmesi benim çok hoşuma gitti. Zorda olsa Nevzat Başkomserin tanımak istiyorsanız bütün kitaplarını kronolojik olarak okumanız tavsiye ederim. ALINTILAR Polisiye romanında alıntı vermek bütün akışı bozacağı için bu sefer sadece Başkomser Nevzatın kişiliğinde bahsetmek istiyorum. Nevzat Başkomser nesli tükenmekte olan nadir bir türdür.. Öncelikli olarak alaturka sever. İyi yemeğin değerini ve Türk sanat müziğine bayılır. Yani bir İstanbul beyefendisidir İstanbul’u, insanları ve tarihini çok iyi bilir. Klasik sert mizaçlı, eli maşalı polis tasvirine uymaz. Nazik olmanın ayıp olduğu toplumda nezaket içinde nasıl iş yapıldığı öğretir. NOTLAR Ahmet Ümit için yapılan eleştirilerde birbirinin içine girerek çözülemeyecek biçimde karışmış vakaların olmamasıdır. Yazar karakterleri betimlemesi veya mekân hakkında bilgi vermesi her zaman doğru ölçüdedir. Genelde fazla ayrıntı vermez, verse de can sıkmaz. Sadece bir polisiye okumayı asla beklemeyin. Psikoloji, antropoloji, tarih vb. sosyal bilimler hakkında kısa bilgiler vermekten çekinmez. Kendisinin sosyal bilimler akademi mezunu olduğunu kitaplarında çok açık hissettiriyor. Katilin başta kim olduğunu değil de onun neden cinayeti işlediği ve nasıl bunu kanıtlanacağını çözmek daha keyifli gelmiştir.
Aşkımız Eski Bir Roman
Aşkımız Eski Bir RomanAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201924,6bin okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
BAŞLANGIÇ:03.01.2021 BİTİŞ:05.01.2021 YORUMLAR Distopya romanların en güzel kısmı hangi yılda yazılırsa yazılsın, gündemimizde bir parça bağdaştırabilmemiz. Ray Bradbury kısa romanında 50 yıl önceden birçok olayı tahmin edebilmesi kitabın neden bir klasik olduğunu açıklar niteliğinde. Romanda geçen itfaiyecilerin yangınları söndürmek yerine
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,3bin okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
YORUMLAR ‘’İt kağnı gölgesinde yürü de kendi gölgesi sanırmış’’ atasözü ile başlayan bu roman aslında kitabın içinde geçen bütün hikâyelerin tam bir özetidir. Kimsenin ciddiyete almadığı, kendi yalanlarına inanmış bir insanın neler başarabileceğini gösteriyor. Uyuşturucu ihtiyacı gibi sürekli aynı yalanlara, inanan toplum ve bu yalanları hizmet gibi sunan insanlar arasındaki ilişki anlatıyor. Yöre halkının kendi yapmak istediği ama başkasını yapmasına tahammül edemediği her şeyi yapan Zübükzade İbrahim efendinin hikâyesini kızarak ve acı acı gülerek okudum. ALINTILAR Zübükzade ,Avukat Burhan beyi nasıl yedi? Romanın en sevdiğim hikâyesi tartışması bu kısmıydı. En büyük rakibi Burhan beyi hiç alakası olmadığı halde yeni cami yapma derneğine başkan olmasını istiyor. Rakibi bu camii gereksiz olduğunu mevcut camii bile kimsenin gitmediğini söyleyince din düşmanı ilan ediliyor. Günümüzde siyasetçilerin bu klasik manevrayı hala kullanması son 60 senede siyasetin değişmediğini en basit kanıtıdır. NOTLAR İlk defa Aziz Nesin kitabı okuyorum. Aziz Nesin dönemin halkını yaşadığı mağduriyetleri kaleme kara mizah yolluyla aldığı gördüm. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan halkın bakış açısını anlama yardımcı oluyorlar. Cumhuriyet rejimi şüphe ile bakmaları her zaman bana ilginç gelmiştir. Milletin kıvrak zekâlı insanlara olan hayranlığın, gözleri kör ettiğini bir kez daha bu romanla anlıyorum. Sadece akıllı diye ahlaksız insanların yaptıkları yanlarına kar kalması bizim memleketimizin bir gerçeğidir
Zübük
ZübükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20126,2bin okunma