"Bugün dünya kendini salak salak yapma günü galiba, ne saçma salak konuşuyorsunuz kızım?" diye azarladı Göktuğ. "Ben diyorum iyi olalım, hoş olalım, hanedan olalım... Siz diyorsunuz yok kınlınım, yok küserim, yok iyi arkadaş değilim bilmem ne.... Valla tepemin tasını attıracaksınız, ondan sonra ikinizi de rendeleyeceğim, o olacak!"
"Bize kaşar mı dedin?" diye sordu Damla tek kaşını kaldırarak.
"Dua et, Azra demedim!" dedi ters bir şekilde.
Evet serinin ikinci kitabının yorumu ile geldim. Yorum spoilersiz olacak merak etmeyin. Ama konusundan çok bahsetmeyeceğim daha çok hislerimden bahsedeceğim. O zaman başlayalım.
Kitap diğer kitap gibi çok çok akıcıydı. Nasıl bitirdim anlamadım. Yazarın dili su gibi akıp gidiyor. Ama kesinlikle boş bir anlatımı yok. Akıcılık konusunu kenara bırakırsak kitap 1. kitabın kaldığı yerden devam ediyor. Yani olaylara girmekte hiçbir problem çekmiyorsunuz. Yeni karakterler de ekleniyor ayrıca ama keşke eklenmeseydi. Gerçekten okurken sinir krizi geçirdim. Bence bu yeni karakter olayı çok uzatılmıştı. Ayrıca bu kitapta başrol karakterlerin kararları ahh... deli oldum. Gerçekten en sonunda kitabın içine girip olaylara müdahele edecektim, o kadar yani. Sonunda mutlu olamadım bile. Serimizin bir de üçüncü kitabı çıkabilirmiş -kesin bir açıklama bulamadım ama kitabın sonunda "son" veya "devam edecek" yazmıyordu- ben okurken bilmiyordum açıkçası. Eğer devam edecekse -ki etmesini çok isterim- sonu yani ortalama, daha iyi olabilirdi (1. kitap gibi mesela) ama eğer devam etmeyecekse gerçekten çok saçma olur. Ama ben devam eder diye düşünüyorum. Ve bu kitapta özellikle fark ettim benim favori karakterim: Efe. Bu kitapla bunu daha iyi anladım. Ayrıca bahsetmeden geçemeyeceğim bu kitapta neden dövüş sahneleri azdı? Dövüş sahnelerini çok seviyorum ama bu kitapta azdı. Ama onun yerini aile sahneleri almıştı. Yazar eksiği bu şekilde kapatmıştı. Benim için normal bir gençlik kitabı oldu- özellikle 1.'nin yanında- 3. kitaptan umutluyum. Bence bu seriye bir şans verebilirsiniz.
Keyifli okumalar...
Evettt. Çok güzel bir gençlik kitabının incelemesi ile geldim. Bu kitabın konusunu, karakterlerini hiç bilmeden başladım. Çok yoğun olduğum bir zamandı ve hava da çok sıcaktı. Hiç fantastik veya klasik tarzda bir şey okumak istememiştim. Bu kitabı gördüm ve hemen okumaya başladım. Gerçekten çok sevdim. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi ana karakterimizin bir sırrı var ve bu sırrı kitap boyu merak ediyoruz. Kitabın iki farklı atmosferi vardı aslında ve ben karanlık tarafını gerçekten çok beğendim. Diğer tarafında ise ana karakterimiz Eylül' ün öyle güzel öyle eğlenceli bir arkadaş tayfası var ki bu olay kitabı hiç bir şekilde sıkılmadan okumanıza olanak sağlıyor. Bu arkadaş tayfasından özellikle Efe ve Buğra' yı çok sevdim. Kesinlikle renkli kişilikleriyle ve muhabbetleriyle yüzümde tebessümü eksik etmeyen karakterlerdi. Ama kitabın sevmediğim tek bir kısmı vardı o da sonu. Ben sonunu açıkçası beğenemedim. Bazıları gerçekten çok şaşırmış falan ama bana biraz eksik geldi. Ben de şaşırdım ama daha etkileyici bir son beklerdim. Ama söylediklerim yüzünden sonunun çok kötü olduğunu düşünmeyin sadece ben hem kitabın adının hem de arka kapağa böyle etkileyici bir şekilde yazılan bu sırrın (ayrıca ara ara bu konudan bahsedilmesi ve bizi uzun süre meraklandırması yüzünden)daha şaşırtıcı olmasını dilerdim. Onun dışında kitapta beğenmedim bir yer yok kalın olmasına rağmen iki günde bitirdim. Çok da keyifle okudum. Gençlik kitabı okumak istiyor iseniz kesinlikle okuyabilirsiniz.
Keyifli okumalar...
Genç-Yetişkin kitabı olarak geçiyor. İçerisinde çok rahatsız edebilecek türde bir +18 öge yok diye hatırlıyorum. Belki birkaç yerde vardır ama onlar da üstünkörüydü 🤗.