Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serdar Yegül

192 syf.
·
Puan vermedi
·
50 günde okudu
YOK OLUŞUN SESİ
Dünya edebiyatının zirvelerinde dolaşan bir roman. Romanın oldukça ayrıntılı bir anlatım var. Konudan ziyade anlatım ön plana çıkıyor. Romanı okurken çok muhabbetli bir arkadaşınızın ağzından bal damlaya damlaya size hikayeler anlattığı izlenimine kapılabilirsiniz. Konusuna gelince, iki kızkardeş çocukluklarında ebeveynlerini kaybederek bir travma yaşıyorlar. Akrabalarının ellerinde büyüyorlar. Büyürken biri olağanüstülüğü düşlerken diğeri gerçekçiliği seçiyor. Yazarın ise olağanüstünün yanında yer aldığını görüyoruz. Romanda sürekli kardan kadın heykeller yapılıyor. Işıl ve karanlık, göl ve su, yokluk ve varlık konuları metaforlar kullanılarak işleniyor. Örneğin “göl”ün hem hayata hem de ölüme işaret ettiği söylenebilir. Konuların doğrudan verilmediğine, okuyucunun yorumuna bırakıldığına şahit oluyorsunuz. Yazar, bu romanla kadın edebiyatının nasıl olması gerektiğine cevap veriyor denebilir. Romanın kahramanı kahraman olmayı değil, ölümü öneriyor insanlara. Yazar yok oluşa ses kazandırıyor. Modern zamanlar öncesi insan kendini “toplumsal bir varlık” olarak görürken, modern zamanlarda kendini “bireysel bir varlık” olarak görme eğiliminde olduğu düşünülürse, roman sanki insana, “toplumsal bir varlık olmazsan, çözülürsün, yok olursun” gibi bir mesaj verdiği söylenebilir. Romanda kritik sayfalar: 56, 88, 134, 137, 156. Bu arada, kitap kapağının son zamanlarda gördüğüm en güzel kitap kapağı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Evlerden Uzak
Evlerden UzakMarilynne Robinson · Metis Yayınları · 2023109 okunma
Reklam
370 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Orhan Burian
1930’larda ve 40’larda ABD ve Avrupa’da edebi konular hakkında eğitim almış, batıdaki edebi çalışmalara benzer yaklaşımları Türkiye’de de görmek isteyen, bu konularda eleştiriler yazan bir aydın; Orhan Burian. Cumhuriyet‘in ilk dönemindeki edebi şahsiyetler hakkında kritik değerlendirmeler yapıyor. Dolayısıyla zihnimdeki kareli defter sayfasında bu şahsiyetlere bir yer bulmamda oldukça yardımcı oldu Orhan Burian.
Denemeler Eleştiriler
Denemeler EleştirilerOrhan Burian · Türkiye Bilimler Akademisi · 20045 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Yüzyıl Sonra Tekrar “Kürkçü Dükkanı”na
Yazar, tam bir hikaye anlatıcısı. Ahenkli cümleler insanı romana bağlıyor. Anne Therese’nin Kuşhanesini, onun kızı Margot pilotluk yaparak devam ettiriyor. Gitgide artan heyecan. Şili’deki askeri darbe yılları. İnsanların darbe yönetimi altında ezilişleri; işkenceler. Aile mirası; bağ bitkilerinin bir yüzyıllık hareketi. Fransa’dan Kaliforniya’ya göçen bir dede, Şili’de yaşayan ikinci nesil ve bir yüzyıl sonra tekrar Fransa’ya dönen torun. Dede bağına hastalık bulaştığı için bir kaç kök yanına alıp Kaliforniya’ya göçüyor. Kızı bu kökleri Şili’ye taşıyor. Şili’deki darbeden kaçan torun bu kökleri Fransa’ya getiriyor. Böylece bağ Kökleri miras yoluyla taşınmış oluyor.
Miras
MirasMiguel Bonnefoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
Cins Bir Düşünür
Almanya’nın Bonn kentinde Ren nehri kıyısındaki anıtını gördükten sonra Heinrich Heine’i tanımak istedim ve Türkçeye tercüme edilmiş bu kitabını okumaya başladım. Kitabı okurken farklı bir kafa yapısıyla karşı karşıya olduğumu hissettim. Düşünürlere ve filozoflara belirli bir mesafeden bakabilen, adeta onların kareli defter sayfasındaki yerlerini işaret eden bir düşünür. Kitabın sonuna doğru, Almanya’ya Hitler gibi bir gücün gelebileceğini bir yüz yıl önce görebildiğini okudum. Alman insanının damarlarında gezindiğini gördüm. Cins bir düşünürü ve zihin açıcı değerlendirmelerini okumak isterseniz, öneririm.
Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine
Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi ÜzerineHeinrich Heine · Ayrıntı Yayınları · 201728 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“ŞEY”LER
Romanda “Şey”; felaket, facia ya da trajedi değil ama, başa gelen kötü şeyler için kullanıyor. Romanda isim, şehir ve zaman verilmese de, İkinci Dünya Savaşı esnası ve sonrasında Macaristan, Budapeşte ve onun taşrasında geçtiği söylenebilir. Savaş sadece insanları fiziksel olarak lime lime etmekle kalmıyor, aynı zamanda kişiliklerini de lime lime ediyor. İnsanlar sevmek sözcüğünün anlamını bilmeden seviyorlar. Sendiklerini kaybettiklerinde kendilerini tren raylarına atabiliyorlar. Hayatta ahenk ve düzen kalmıyor. Kişilikler büyük hasar görüyor. İnsanlar aklını yitiriyor. Hayata tutunmak tesadüflere kalıyor. Romanın birinci ve ikinci bölümünde olaylar anlaşılır şekilde sürerken, üçüncü bölümde zihnim biraz karıştığını itiraf etmeliyim. Kendinizi romanın içinde unutuyorsunuz. Akıcı, sürükleyici ve heyecan verici bir roman denebilir. Romanı öneririm.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,120 okunma
Reklam
214 syf.
·
Puan vermedi
·
34 günde okudu
Canavarlık Ahlakı
Sömürenlerin ahlakı bir zaman sonra sömürülenlere geçebilir. Ezilenler bir müddet sonra ezen haline gelebilir. Roman, şartlar değiştiğinde insanın neler neler yapabileceğine önemli bir gönderme sunuyor.
Soğuk Deri
Soğuk DeriAlbert Sanchez Pinol · Jaguar Kitap · 20181,184 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Prensesten Alınacak Dersler
Biyografi özetle, Prenses Cristina’nın Safranbolu’da (1850’ler) beş yıl boyunca Ülkemiz insanlarıyla bir, onlardan biri ve onlarla bütünleştiğini anlatıyor denebilir. (Son Tarzan filmin son sahnesinde de dış ses benzer cümleleri söylüyordu.) Prensesin beni en etkileyen yönü ise, amacına ulaşmak için, yılıp usanmadan padişaha, sadrazama ve ilgili devlet adamlarına mektuplar yazmasıydı. Bu hayatı yaşarken, Prensesten kopya çekeceğimiz çok nokta var diye düşündüm.
Anadolu'da Bir Devrimci Prenses
Anadolu'da Bir Devrimci PrensesZeynep Oral · İnkılap Kitabevi · 202326 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Kenarda Kalanlar
Romanı okumaya başladığımda, ilk izlenimim, orta bir roman olduğu yönündeydi. Fakat ilerledikçe hayata dair ve beni çarpan cümlelerle karşılaştım. Üslubun akıcı olması ve her yeni cümlede farklı bir bakış açısı getirmesi beni etkiledi. Yazarın çok açık zihinli ve kenarlarda kalmış ve söyleyemediğimiz düşünceleri dile getiren bir insan olduğunu düşünüyorum. Birden bire yapan yoğun kar yağışı. Kar seviyesi sokak kapısı boyunu aşar. Tüm apartmandakiler mahsur kalır. Kübra’nın hamile olma ihtimali vardır. Apartmandaki sıradan insanların olağanüstü düşünceleri. Yazar çok basit cümlelerle derin hisler uyandırıyor. Aynı paragrafta dün bugün ve yarını birlikte başarıyla işliyor. Güzel roman. Öneriyorum.
İçeride Kalanlar
İçeride KalanlarAslı Akarsakarya · Okuyanus Yayınları · 201673 okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Orhan Veli‘yi daha yakından tanımak
Orhan Veli’nin sevgilisi Nahit Hanım’a yazdığı mektuplar Orhan Veliyi daha iyi tanımamızı ve yeni biçimli şiirlerini daha iyi anlatmamızı sağlıyor sanırım.
Yalnız Seni Arıyorum
Yalnız Seni ArıyorumOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20243,501 okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Rauf Orbay
Rauf Orbay, Devlet-i Aliyenin saygın bir üst düzey yöneticisi. Devlet, İngiltere ve Almanya ‘dan gemi teslim almaya onu gönderiyor. Mondros Mütarekesi müzakerelerine Osmanlı Devletini temsil eden heyetin başkanı. İyi düzeyde İngilizce biliyor. Devletin üst düzey temsilcileri arasındaki çatışmalarda, Sadrazam ondan arabulucu olmasını istiyor. Olayları büyümeden yatıştırıyor. Mart 1920’de milletvekili olarak İstanbul Meclisi Mebusanına katılıyor ve Misak-ı Millinin kabulünde kritik rol oynuyor. Keza, Meclis-i Mebusanın İngilizler tarafından kapatılıp, tek meclisin Ankara Millet Meclisi olmasını da sağlıyor. Hem de 20 ay Malta’ya sürgüne gitme pahasına. Kasım 1921’de Ankara’ya döndüğünde yine milletvekilleri arasındaki anlaşmazlıkları çözmede bir saygın kişilik olarak vazife görüyor. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, ciddi ithamlar karşısında kalıyor. Tam bir vatanseverlik duruşu göstererek kenara çekiliyor. Kırk yılın başında rastlanılan hani dört dörtlük insanlar vardır ya, Rauf Orbay da o insanlardan birisi. Kurtuluş Savaşının olmazsa olmaz üç isminden birisi.
Cehennem Değirmeni
Cehennem DeğirmeniRauf Orbay · 202087 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Hüzünlü ve İlginç
Zaman’ın, özellikle geçmiş zamanın mercek altına alındığı bir roman. Çoğu yerini zihnimde bir bütünlük oluşturamadan okusam da, metin beni sıkmadı. Yer yer yakın geçmişteki ve günümüz olaylarına farklı açıdan bakılması ise bana çok ilginç geldi. Latife Tekin’in Zamansız romanını okurken ağzından bal damlayan bir yazarı okuyor gibiydim. Ama çoğu zaman zihnimde romanın konusuna ilişkin bir bütünlük oluşturamamıştır. Zaman Sığınağı romanında da benzer bir deneyim yaşadım. Sayfa 242’de, “Herkes kendi on yılında yaşıyor“ deniyor. İster istemez kendinize “ben hangi on yılda yaşamak isterim” sorusunu soruyorsunuz. Okurken alttan alta hüzün verse de, Zaman Sığınağı’nın zihin açıcı bir roman olduğu düşünüyorum.
Zaman Sığınağı
Zaman SığınağıGeorgi Gospodinov · Metis Yayıncılık · 0470 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Katolikliğin Tartışılması
İkinci Dünya Savaşı arka planında katolikliğin tartışıldığı bir roman. Yazarın, kötü bir okul hayatı olmuş. Okula uyum sağlayamamış. İntihar girişiminde bulunmuş. 16 yaşında ailesinden ayrılmış. İkinci Dünya Savaşı yıllarında MI6’da çalışmış. Romandaki casuslukla ilgili satırlar yazarın MI6 yıllarına dayanıyor denebilir.
Aşkın Sonu
Aşkın SonuGraham Greene · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022671 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
Hamam Aynı Hamam Tellak Değişti
Salla Vakka için özetle, güzellik ve çirkinlik algısının tartışıldığı, Salka Valka’nın bir kadın olarak pantolon giymekle beraber davranışlarının doğal olduğunun altının çizildiği, bedensel haz ile entellektüel ve ruhsal hazzın kıyaslandığı, yönetici ve sistem adlarının değişmesiyle birlikte, sömüren ile sömürülenin değişmediğinin tartışıldığı bir roman denebilir sanırım.
Salka Valka
Salka ValkaHalldor Laxness · Yordam Kitap · 2019502 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Sessiz insanı saf sanma!
Türk insanı hallerini çok güzel gözlemleyerek yazılmış bir roman. Türkiye’den insan manzaraları. Hayattaki bütün detayları önümüze seriyor. Düşündüğümüz ama seslendirmediğimiz tüm detaylar. Romanı okurken, sanki toplumun içine bir teyp/video kayıt cihazı konulmuş ve alıcı düğmesine basılmış ve toplumun her halini tüm ayrıntılarıyla kaydetmiş hissine kapıldım. Rahat rahat okunan ama bir o kadar da okuru kendine bağlayan bir roman diye düşündüm.
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,455 okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Kültürlü Toplumun Bozuluşu
Yine okurken hiç bitmesini istemediğim bir romanla karşılaştım. Konusu ve yazılış yöntemi bakımından oldukça başarılı diyebilirim. Birinci kadın eş, erkek eş ve ikinci kadın eş tarafından yaşanan aynı dönemin ve ilişkilerin anlatılması. Birinci kadın eş 100 sayfa, erkek eş 100 sayfa ve ikinci kadın eş 100 sayfa; roman toplam 300 sayfadan oluşuyor. Romanın son sayfalarına doğru, kültürlülük ile mutluluk arasında kurulan bağlantının, romanı özetlediği söylenebilir. “Böyle romanlar çok olsun ve biz edebiyatı derin derin soluyalım” demeden edemiyorum.
İşin Aslı, Judit ve Sonrası
İşin Aslı, Judit ve SonrasıSandor Marai · Yapı Kredi Yayınları · 20192,032 okunma
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.