Yalnız senin ellerine güveniyorum. Bu dünyada sevilmeye layık olan yalnız sensin ve bir de ağaçlar. İkiniz de yeşerir tazelenirsiniz, ikinizin de gölgesi var, ikinizin de nefesinden ıtırlı kokular yayılır ve kökleriniz topraktadır. Toprak ki ondan başka hakikat yoktur. Yalnız ikiniz varsınız Furuğ’u seven. Başka hiç kimse yok. Hiç kimse!
Ne garip, insan da meyve misali en olgunluğa ulaştığında toprağa düşüyor, hamken de kekre bir tat bırakıyor ağızda. Belki de o kekre tat var olduğu için olgun meyvenin tadını beğeniyoruz. Zıddıyla anlam kazanıyor her şey.