Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra Koştaş

Zehra Koştaş
@Zehrakostas6565
Tek korkum, yarın ölebilirim kendimi tanımadan.
"Allah var ve bizi yaratmıştır." dememize rağmen sanki O yokmuş gibi davranmamız ciddi bir çelişki oluşturmaktadır. Günümüz insanının en büyük problemi de budur. Sizi, boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız? Mü'minun Suresi 115
Reklam
Anlamak, kavramak ve yaşamaktır kulluğun en büyük keyfi.
Allah'tan haberdar olabilmek yeryüzündeki en büyük onurdur. Allah'tan daha önemli hiçbir şey yoktur hayatta. Bu gerçeği fark edebilen biri için bunu kavramaktan daha büyük bir mutluluk da yoktur. Anlamak, kavramak ve yaşamaktır kulluğun en büyük keyfi. Rabbini razı etmek ve O'ndan razı olmak bir insanın elde edebileceği en büyük mutluluktur. Bu sebepledir ki gerçek anlamda insanı insan yapan şey kulluktur.
İnsan başkasılarına yardım etmediği sürece yapayalnızdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tam anlamıyla uyanık olmak sıkıcı olmak demektir; gerçekten de sıkılmamak sevmenin temel koşuludur. Düşünce ve duyguda gün boyunca etkin olmak, zaman öldürücü olmaktan kaçınmak sevme sanatı için zorunludur. İnsan yaşamını sevme konusunda "" verimli, diğer konularda verimsiz olarak ayırabilmek düştür. Üretkenlik böyle bir işbölümüne izin vermez. Sevebilme yetisi yaşamın tümünde verimli ve etkin çalışmanın sonucu kazanılan yoğunluk, uyanıklık ve canlılık gerektirir.
Sayfa 146Kitabı okudu
inancı az olanın sevgisi de azdır.
Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Onun tek gerçeği yalnız kendisidir...
Bu denli abartılmamış ya da daha da belirgin çarpıtmalara insanlar arası ilişkilerde rastlanır. Çoğu anne baba, çocuğun tepkilerini onun kendi duyguları, davranışları olarak görmek yerine, çocuğun söz dinlemesi, onlara mutluluk vermesi, onlar için övünç kaynağı olması şeklinde yorumlamaz mı? Kaç koca, kendi annesine olan bağlılığı yüzünden karısından gelecek herhangi bir isteği, özgürlüğünü kısıtlayıcı bir istek ve karısını zorba bir kişi olarak görmez? Küçükken parlak bir şövalyenin hayali ile büyüyen kaç ev kadını kocasını duygusuz ve aptal bulmaz?
Sayfa 138Kitabı okudu
İnsanların çoğu seven bir kişiyle tanışmamıştır.
Sayfa 135Kitabı okudu
Fakat bu cennet içinde olduğu için aynı zamanda ışıklı bir saydamlığa da sahipti, bu cennet onun vicdanıydı.
Kimin için gözyaşı döküyorsunuz? Masum bir çocuk için mi? O halde ben de sizinle gözyaşı dökerim. Küçük prens için mi? O zaman düşünmek için zaman isterim .
Birini sevmek sadece güçlü bir duygu değildir; bir düşünce, bir yargı, veri len bir sözdür. Eğer sevgi sadece bir duygu olsaydı, karşılıklı verilen sonsuza kadar sevme sözlerinin hiçbir temeli kalmazdı. Duygu geldiği gibi gider; içinde yargı ve düşünce yoksa sonsuza dek süreceğinden nasıl emin olabilirim?
Reklam
Koşulsuz sevgi sadece çocukların değil, tüm insanların en derin özlemidir.
İlgi, sorumluluk, saygı ve bilgi birbirleriyle karşılıklı olarak bağlıdır. Bunlar olgun, bir başka deyişle güçlerini üretici bir şekilde geliştirmiş, sadece emek verdiği şeye sahip olmak isteyen her şeye gücünün yeteceğine, her şeyi bilebileceğine ilişkin narsist düşleri bir yana atmış, sadece gerçek üretici faaliyetin verebileceği iç güvenin üzerinde yükselen alçakgönüllü olgulardır.
Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz aktif ilgidir.
Maddeler dünyasında vermek, zengin olmak anlamına gelmektedir. Çok şeyi olan değil, çok veren zengindir. Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi, ne kadar çok şeyi olursa olsun, ruhbilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir. Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir. Başkalarına kendinden bir şeyler verdiğini hisseder.
analizler..
Kişiliği gelişmemiş, yönelimleri"hep bana"cı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş kişi sevme edinimini böyle anlar.Tüccar kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey almadan vermek kandırılmaktır. Ama yönelimi üretici olmayan kişi , verme sonucu yoksullaşma duygusuna kapılır. Böylece bu tür birçok kişi vermeyi reddeder. Bazıları da vermeyi bir özveri duygusu olarak ele alıp erdem sayar. Kişi vermelidir çünkü vermek acı çekmektir, onlara göre vermenin erdemi,bir şey uğruna özveriyi kabullenmekte yatmaktadır. Onlar için vermenin almaktan daha iyi olduğu duygusu, yoksun olma acısının, alma sevincinden daha iyi olduğu anlamına gelmektedir.
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.