Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra can

Anne babaların televizyon karşısında uyuklamaktan yeterince Sevgi veremediği bir kuşak, bir kanser hücresi gibi hızla ülkeyi istila ediyor. Geçtiği yerlere sevgisizliğin tohumlarını, şefkat görmemişliğini zehirli havasını bırakarak. Zamanımızı, dikkatimizi, varlığımızı onlardan esirgediğimiz için, şimdi onlar büyük bir boşlukta asılı kalmış durumdalar. Onlara bağlanabilecekleri bir değer, yüreklerini tutuşturan bir ülkü, hayatlarını gülistana çevirecek bir anlam sunamadığımız ve kendimiz gibi onları da televizyon ekranı karşısında yalnız bıraktığımız için.
Reklam
Gölge bilinçdışı kişiliğin tamamı değildir. Egonun bilinmeyen ya da az bilinen, genellikle kişisel alana ait olan ve bilince çıkması ihtimal dahilinde olan vasıflarını ve niteliklerini temsil eder. (...) Başkalarından bizi nasıl gördüklerine dair aldığımız geribildirim kişisel gölgemizle ilgili fikir edinmenin en etkili yollarından biridir.
Kuşların hangi yararlı amaç uğruna öttüğünü araştırmayız, çünkü ötmek onların zevkidir. Kuşlar bunun için yaratılmışlardır. Bu nedenle insan zihninin de evrenin sırlarını arşınlama zahmetine niçin katlandığını sormamalıyız... Doğa giz dolu o denli değişik hazine ile kaplıdır ki, Bütün bunlar, insan zihninin hiçbir zaman taze gıdalardan yoksun kalmaması için yaratılmışlardır. -Johannes Kepler

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Insanlık, gerçeğin, adaletin ve güzelliğin arayışını sürdürüyor. Gerçeği arıyoruz çünkü zihnimizde depoladığımız yalanlara inanıyoruz. Adaleti arıyoruz çünkü sahip olduğumuz inanç sisteminde adalet yok. Güzelliği arıyoruz, çünkü kişi ne kadar güzel olursa olsun, o kişinin güzelliğine inanmıyoruz.
Gerçek adalet, her hatanın bedelini bir kez ödetir. Gerçek adaletsizlik, her hatanın bedelini tekrar tekrar ödetir.
Reklam
Ayrıca üniversite yıllarında edindiğim bir tecrübe de şuydu; kendine özgü bir karakter taşıyan yeteneklerim yaygın bir alanı kapsayamıyor, gençliğin o aşırı hamaratlığıyla üzerlerine saldırdığım birçok bilimsel dallarda hiçbir başarı elde edemiyordum. Böylece, Mephisto' nun şu sözlerle dile getirdiği uyarmanın doğruluğunu bizzat yaşayarak anladım. "Boşuna bilim dallarında gezinip dolaşmayınız. Herkes öğrenebileceği kadar öğrenir."
Temelde, yürümek hep aynıdır, bir ayağı diğerinin önüne atmaktır. Fakat bu tek düzeliğin sırrı, can sıkıntısına deva olmasıdır. Can sıkıntısı, boş zihinle karşılaşan bedenin hareketsizliğidir. Yürüyüşteki tekrarlar sıkıntıyı bertaraf eder çünkü bedenin hareketlenmesiyle birlikte, zihin kendi bezginliğinden etkilenmez, kendi ataletindeki sonsuz bir sarmanın hem baş döndürücülüğünden yararlanmaz artık. İnsan, her ne kadar hiçbir şey bir işe yaramayacak olsa da, canı sıkılırken yapacak bir şeyler arar hep. Yürürken yapılacak bir şey her zaman vardır, o da yürümektir.
Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.
Mümkün mertebe az oturmalı; açık havada yürürken doğmayan, şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli. Ön yargıların hepsi bağırsaklardan gelir. Daha evvel de söylediğim gibi, Kutsal Tin'e karşı işlenen esas günah yerinden kıpırdamamaktır. -Friedrich Nietzsche
Youtube ve Netflix gibi platformların listenizdeki, Daha doğrusu onların yarattığı listedeki bir sonraki videoyu ya da bölümü otomatik oynatacak şekilde tasarlanmalarının bir sebebi var; akıntıya karşı yüzmek yerine insanın kendini akışa bırakması daha basit.
Reklam
Yüreğin bir bildiği vardır, aklın hiç haberdar olmadığı. -Blaise Pascal
Sayfa 205Kitabı okudu
'Entelektüel' pek çok kimse kendi düşünceleri ile çelişen yeni fikirleri Ateş püskürür ya da savunmaya geçer. Bu durumda kibir ile birleşen Sözde 'entelektüel' kimlikleri cehalet göstergesidir.
Sayfa 307Kitabı okudu
21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, ancak öğrenemeyen, unutamayan ve tekrar öğrenemeyenler olacaktır. -Alvin Toffler
Hakikati meydana çıkaran fert değil toplumdur. Allah'ın yaratma fiilinin asıl nesnesi toplumdur. Toplumun basamakları, aynıyla kainatın basamaklarıdır. Toplumun bir üyesi olmak ve toplumla birlikte hareket etmek, insani ve ahlaki değerlerin zirvesidir.
HİTİTLERİN İÖ 2000 YILINDAKI DUVAR YAZISINDAN ALINMIŞTIR
Tanrım, beni yavaşlat. Aklımı dinginleştirerek, kalbimi dinlendir.. Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele... günün karmaşası içinde bana sonsuza dek yaşayacak tepelerin sessizliğini ver. Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisi ile yıka, götür. Öykünün o büyüleyici Ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol... Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret... Her gün bana Kaplumbağa ve tavşanın masalını anımsat. anımsat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.. Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla, göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır... Beni yavaşlat Tanrım. Ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim. Ve hepsinden önemlisi Tanrım, Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET, Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR, Ikisi arasındaki farkı bilmek için AKIL Ve Beni Aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver.
Sayfa 206Kitabı okudu
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.