Yine bir Stefan Zweig harikası... İnce ama çok değerli bir kitap. Kitap bir kadının 40'lı yaşlarındayken yaşamış olduğu bir anısını konu alıyor.24 saat içinde bir kadının duygularının meraktan merhamete,merhametten tutkuya,tutkudan utanca ,utançtan aşka,aşktan koca bir öfkeye dönüşmesini hayranlıkla okudum.Bir erkek , bir kadının duygularını ancak bu kadar güzel anlatabilirdi sanırım.
Psikoloji seven ve ilgilenen herkesin okuması tavsiye edilebilecek , biraz akademik bir dil ve üslup, biraz halk diliyle(ki bunlar hastalardır) yazılmış ve alanında nadide eserlerinden olmakla birlikte, her insanın kişiliğinde bir köşeye sıkışmış karanlık noktaları görmenizi sağlayan ve bu alandaki farkındalığınıza katkıda bulunabilecek güzel bir eser. ayrıca eseri cazip kılan şey de yaşanmışlığı ile neşredilmesi ve doğasının elden geldiğince bozulmamasıdır.
Okuduklarım arasında Sefiller ile beraber baş köşede yerini almış oldu bu roman. Edebi bir dille anlatıldığı gibi psikolojik olarak da özel bir anlatımı mevcuttur. Aşk, nefret, kan, dava ve daha birçok konularda sürükleyici özelliğe sahip olan bu kitap, 4 Karamazov kardeşlerin hayatından bahsetmektedir. Roman insanın direk kalbine nüfus edebildiği için eşsiz bir romandır. Kitabı okuyacağınız için pişman olmayacaksınız.
Bir annenin çocuğu için neler yapabileceğini anlatan böğürtlen kışı konu, dil ve olayların kurgulanışı ile tam anlamıyla mükemmel. Kitap harika bir anlatıma sahip olup, okuyucunun sıkılmasına kesinlikle izin vermiyor.
Böğürtlen kışı, herkesin okuması gereken bir kitap.
Kitabın içerisinde sevdiğim çok fazla şiir var. Öyle şiirler yazıyor ki, okuduğunuz zaman yüreğinize oturuyor ve öylece kalıp, sayfayı çevirmeye eliniz varmıyor. Asaf'ın değindiği noktalar o kadar anlamlı ki, en kısa zamanda okumalısınız.
