Diyelim, piyangodan para çıktı ve
muhteşem bir ev aldınız. İçini neyle dolduracaksınız? İşte, kafalarınız da böyle!
Ne kadar güzel şeylerle doldurursanız,
o kadar güzelleşir.
Boş bir kafayla nasıl bir bakış açınız olabilir
ki? Kafalarınızı doldurun. Tıka basa
doldurun. Sizin en büyük hazineniz
kafalarınızdır ve yeryüzünde hiç kimse
kafalarınızın içindekilere karışamaz.
Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda,
nasıl hayatta kalabildiğime hala şaşarım.
Kötü bir çocukluk geçirdim mutlu bir
çocukluğun pek kayda değer bir yanı yoktur zaten.
Dün ard arda yaşanan büyük
depremlere hâlâ inanamıyorum.
Çok üzgünüm.
Canlar gitti. Depremlerde vefat eden
kardeşlerimizin mekanları cennet
olsun yaralılarımıza acil şifalar, göçük
altında olan kardeşlerimize kurtuluş
ver Yarabbim. Sabırlar diliyorum 🤲🏻
Geçmiş olsun Türkiye’m
Maddenin anaforunda bata, çıka yorgun
düşen gönlümüz, Hz.Mevlana’da bulduğu
manevi değerlere susamışlığı gideriyor.
Hz.Mevlana’yı anmak, onu anlamak huzur vericiydi. Yazarımız Sayın Vehbi Vakkasoğlu’nun kaleminden Mevlana’yı okumak çok keyifliydi
notlarımı aldım, derslerimi çıkardım. Uygulamak dileğiyle…
İşte kulluğu şeref bilen o güzel insanın
hayatının özeti:
Üç sözden fazla değil…
Bütün ömrüm şu üç söz:
“Hamdım, piştim, yandım”
Hz.Mevlana