İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerini ve alakalarına muhtaçtırlar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakikisini, "bir takım yabancılar beslemek"ti.
Bir kadının bize her şeyine verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek, bize yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey.
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Aslında o korku salan tutum ve kurbanın kendileri olmayışından ileri gelen vahşi zevk, insanlara bu cezanın haklı olduğu inancını vermekle kalmıyor, Han'ın yönetim tarzını da kabul ettirmiş oluyordu onlara.